Uzun zamandır içinde olmak istediğim “Kelime Oyunu” etkinliğine ancak katılabildim. Bu haftaki kelimeleri sevgili Hanife Ertaş belirlemiş: YEŞİL-ŞİİR-BAHARAT-YOL-SABAH. Kendisine teşekkür ederek öykümü bırakıyorum o halde ben de :))
EVET EVET EVET
Yolun karşısındaki Baharatçılar çarşısını geçince önüne çıkacak demişti tarif eden çocuk. Nerede olabilirdi ki bu bina. Şiir gecelerini genellikle şehrin göbeğindeki kültür merkezinde yaparlardı. Bu kez farklı bir adres belirlenmişti. Büyük, siyah camekânlı, çok katlı binanın yedinci katına asansörle çıkarken ceplerini yokladı Tuğrul. Evet, işte oradaydı yazdığı şiir. “Sorun yok, sakin ol” dedi içinden.
Salona girdiğinde umduğundan daha fazla bir kalabalıkla karşılaşmıştı. Loş ışıklarla, tütsülerle, çiçeklerle bezenmiş sahne bütün cazibesiyle göz kamaştırıyordu. Yazdığı şiiri okuyup okumama konusundaki kararsızlığı gördüğü manzara karşısında tamamen yok oldu. Bu işi, burada, bu güzel sahnede yapamayacaksa başka nerede, ne zaman yapacaktı. Sürprizle, romantizmle gelen bir evlilik teklifine hangi kadın hayır diyebilirdi ki?
Sabah servisinde, ofiste, yemek kuyruğunda, çay salonunda işveli, cilveli bakışların, nazlı nazlı edaların, şen kahkahaların bir anlamı olmalıydı. Evlilikle ilgili düşüncelerini birkaç kez yoklamış, olumlu sinyaller almıştı. Evlenmeyi çok istiyordu, ‘yaşım geldi de geçiyor’ diyordu Burcu, hatta bir sohbetleri sırasında en az üç tane çocuk istediğini söylemişti. Büyük büyük hayalleri vardı. Hayallerinde resmettiği kişi tıpatıp kendisiydi. Bundan daha açık nasıl söyleyebilirdi ki?
Şiiri tekrar yokladı. Evet evet yerinde duruyordu. Ezberlemişti gerçi. “Olur da heyecanıma yenik düşersem göz atarım” düşüncesiyle yanına almıştı. “Sorun yok rahat ol” dedi kendi kendine.
“Hah işte Burcu da geldi.” Ne kadar da şık giyinmiş, sanki hissetmiş bu gece, burada kendisine evlilik teklifinde bulunacağımı" diye geçirdi içinden.
Yanındaki boş koltuğu ona ayırmıştı. Kendisini görsün diye bir silkindi. Fakat o kadar kalabalıktı ki Burcu onu görmedi. Şans eseri bulduğu en ön sıranın, en uç koltuğuna yerleşiverdi.
Işıklar söndü. Spot ışıklar sahneyi aydınlatırken sunucu sahnedeki yerini aldı. Program akışını özetledi. Yaklaşık iki saat sürecek programın son bölümü geleneksel hale geldiği üzere serbest kürsüydü. İsteyenlerin gelip şiirini okuduğu bu bölümde fırlayacaktı sahneye. Kükreyecekti, coşacaktı, içindekileri dökecekti. Burcu’ya evlenme teklifi edecekti. Alkışlar, ıslıklar, konfetiler arasında unutulmaz bir an yaşayacak ve yaşatacaktı. Burcu’nun “evet, evet, evet” diyen haykırışı gözünün önüne geldi. İçine ulu, yeşil bir çınar kondurulmuş beyaz kar küresini andıran masum göz bebekleri ışıl ışıl parlamaya başladı.
Mutluluğuna dakikalar kalmıştı. O büyülü an yaklaştıkça elleri, yüreği, bütün bedeni titremeye başladı. Kendisini yatıştırmaya çalışıyor fakat bir türlü başaramıyordu. Şiiri cebinden çıkarıp tekrar baktı. Son kez prova etmek istedi. Bu şiir yazmak için günlerce gecelerce uğraşmış, kendine göre bir akrostiş yapmıştı. Dizelerin ilk harflerine yukarıdan aşağıya doğru bakıldığında “Burcu benimle evlenir misin?” cümlesi çıkıyordu ortaya. Şiirini kürsüde okuduktan sonra Burcu’nun elinden tutup onu sahneye çekecek, önünde diz çökerek ona evlenme teklifi edecekti. Aynı anda arkadaşından borç alarak satın aldığı yüzüğü cebinden çıkarıp sevgilisinin parmağına takacaktı. Son altı aydır sadece bu anın hayalini kuruyordu.
Sahneye çıkmak için elini kaldırdığında alkışlar eşliğinde mikrofonun başına geçti. Gözünü en ön sırada oturan Burcu’nun gözlerine hapsederek şiirini okumaya başladı. Şiir sona ermek üzereyken birden elektrikler kesildi. Ses sitemiyle birlikte fon müziği de koptu. Salon, birkaç mum ışığı ile zar zor aydınlanıyordu. Oturanların uğultusu ve homurtusu eşliğinde ortamın büyüsü bir anda bozuldu. Tuğrul bir süre elinde şiiri, cebinde yüzüğü ile ne yapacağını bilemez bir halde öylece kalakaldı. Akrostişi anlaşılmamış, mesaj yerine ulaşmamıştı. Onca zamandır kurduğu bütün hayaller sönen ışıkla birlikte sönüp gitmiş, göz bebeklerindeki ulu çınarın yaprakları teker teker yerlere dökülmüştü. Karanlıkta salonu terk edemediği için el yordamıyla birlikte gidip yerine oturmaktan başka bir çare göremedi.
Yaklaşık beş dakika kadar sonra geri gelen elektrikle birlikte program kaldığı yerden devam etmeye başladı. Fakat Tuğrul orada bir dakika bile durmak istemiyordu. Ortamı terk etmek üzere kalabalığı yara yara ilerlemeye başladı. O sırada sunucu tekrar ön sıralarda oturan bir beyefendiyi şiirini okumak üzere sahneye davet etti. Tuğrul, şiir bitine kadar sahnenin kenarındaki çıkış noktasına ancak gelmişti ki birden dona kaldı. Bu bey şiirini okuduktan sonra Burcu’nun önünde diz çökerek ona evlenme teklif etti. Neye uğradığını şaşırmıştı. Gördüğü kâbustan bir an önce uyanmak istedi. Birisi adeta yazdığı senaryoyu çalmış, sevdiği kadını elinden almıştı. İlk anda kesilen elektriğe sevinmesi mi, yoksa üzülmesi mi gerekti karar vermedi. Bu karasızlığını tamamen yok eden şey; kulaklarında mütemadiyen çınlayan ve salonu inleten Burcu’nun “evet, evet, evet” haykırışları oldu.
oleeey, alayım listeye yarın okuruuum :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim Deep, evet geç oldu, yarın okuuu :))
SilMerak içinde okumaya devam ederken sonunda bir sürpriz olacağını bekliyordum. Benim sürpriz beklentim Burcu'nun teklifi kabul etmeyeceği ve Tuğrul'un uğrayacağı hayal kırıklığıydı. Ancak daha güzel bir final yapmışsınız, tebrik ederim. Bir kaç yazım hatası dışında bu hafta okuduğum en güzel yazılardan biriydi. Elinize sağlık:)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Mr. Kaplan, birkaç yazım hatası düzelttim uyarınız üzerine. Kaçırdıklarım vardır belki hala :))
SilTarafından yorumuna imzami atıyorum. Ben de ayni sonu yazmıştım kafamda. Sürpriz oldu. Cokca begendim, sevgiler
SilÇokkkkk teşekkür ederim, benden de kocaman sevgiler selamlar 😊🤚
SilSonuna kadar çok büyük bir merakla okudum. Sonunda kötü bir şey olacağını sezmiştim ama böyle bir sonu tahmin etmemiştim.
YanıtlaSilElinize sağlık çok güzel bir öykü olmuş 🤗
Çok teşekkür ederim Hanife Hanım, sayenizde :))
SilAy yazık:))
YanıtlaSilYazık oldu Mehtap :))
SilBurcunun evet demeyeceğini anlamıştım bende.
YanıtlaSilIyiki kesilmiş o elektrik. Yoksa unutması daha zor bir gece olacaktı.
:)
Evet iyi ki kesilmiş :))
SilHarikaydı. Bayıldım. Böyle hikayeleri çok seviyorum. Kıyamam Tuğrul'a. Ama sen de kendi kendine gelin güvey olmuşsun annem. Emin olmadan öyle kalabalıkta yapılacak iş mi? :D Çok sevdim bu hikayeyi gerçekten. Ellerinize sağlık.
YanıtlaSilÇokkkkk teşekkür ederim, seninki de çok güzeldi👏🙏😊🌺🤚
Silİy ki, iyi ki😇🙃😇🙃😊😊🤚
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilÇok güzel bir hikâyeydi. Sonunu açıkçası tahmin edemedim.
YanıtlaSilHikâye biraz büyük şair Sezai Karakoç'un meşhur şiiri "Monna Rosa"yı yazma ve okuma macerasını çağrıştırıyor. Gerçi o hikâyenin doğruluğunu bilemiyoruz. Çünkü şair etrafında dönen onca söylentiye rağmen bu şiirle ilgili tek bir açıklama yapmamıştır. Aşk öyle olmalı bence de.
Kaleminize sağlık.
Büyük üstadın ne güzel bir şiirdirdir Mona Rosa. Ben teşekkür ederim güzel yorumunuz, değerli katkınız için. Hoşgeldiniz Bloguma :))
Siloooyyyy çok kötü oldu tuğrula :) güzel buluştuuuu :)
YanıtlaSilEvet Tuğrul'a üzüldük hepimiz Deep :))
Silgüzeldi teşekkürler
YanıtlaSilBen teşekkür ederim 😊🤚
SilGüzel bir kurgu olmuş Yıldız hanım Sizi tebrik ederim.
YanıtlaSilÇokkkkk teşekkür ederim Fatih Bey 😊🤚
SilRica ederim. Mutlu yıllar...:)
SilSize de sağlıklı, mutlu nice yıllar🙏😊
SilAh ah Ertuğrul iyi ki kesilmiş o elektrik 😊vallahi bir solukta okudum devamını bekler gibi bayıldım gönlüne yüreğine kalemine sağlık canım benim sevgiler 😊👏👏🤗
YanıtlaSilBen teşekkür ederim canım, sağolasın 🙏😍🌺🤚
SilGüzel bir öykü olmuş, tebrikler
YanıtlaSilÇokkkkk teşekkür ederim, sizinki de güzel olmuş👏👏😊🤚
SilBiraz öyle olmuş İlkaycıgım 😇🙃😍🌺🤚
YanıtlaSilNasil kederlendim, iyi ki kesilmis elektrik, ya kesilmeseydii. Nasil kaptirdiysam, ellerine saglik bir solukta okudum 🌸
YanıtlaSilÇokkkkk teşekkür ederim 🙏😊🌺🤚
SilBir damla gözlerimde... Üzüldüm Tuğrul'a ama en başından böyle olması daha iyi tabii.
YanıtlaSilAma ben hikayede en çok yeşil gözlerin iki ayrı yerde tarif ediliş şeklini beğendim. Çok iyiydi gerçekten, daha önce hiç böyle bir benzetme okumamıştım. Elinize sağlık.
Çokkkkk teşekkür ederim bu güzel yorumun için,mutlu oldum 🙏😊🌺🤚
YanıtlaSilYıldız hanım güzel hikayeydi
YanıtlaSilTeşekkür ederim 😊
SilÇok güzel olmuş. Bende katılmak isteriiiim bir sonraki etkinlikte bana da söyleseniz olur muuu sahi hikaye olmak zorunda mı yoksa başka bir şey yazabilir miyiz ? Heyecanlandım :)
YanıtlaSilyazık oldu mu desem yoksa utançtan kurtuldu mu desem? acayip bir hal olmuş. tahmin edemedim. burcunun hayır diyeceğini sanmıştım ama daha yaratıcı bir son olmuş tebrikler :)) insan ilişkileri çok karışık ve yanlış anlaşılmalar da çok oluyor bazen insan korkuyor tabi bundan. onun yerinde olmayı kimse istemez
YanıtlaSilEvet Hilalciğim, ne güzel özetlemişsin. Yanlış anlaşılmalar, gevin güvey olmalar olabiliyor. Bazen olayları, insanları yanlış okuyoruz. O zaman da işte böyle nahoş durumlar ortaya çıkabiliyor. 😇🙃🤚
SilTeşekkür ederim Esra. Katıl tabi, çok güzel olur. Etkinlik giderek büyüyor. Bu sayede yeni yeni bloglarla tanışıyorum ben de. Şiir yazanlar da var. İstediğini yazabilirsin. Yaklaşan haftanın kelimelerini Bonheur seçti: ağaç, keman, kedi, film, hasret. Ben de birşeyler karalıyorum bakalım 😊🌺
YanıtlaSilÇok teşekkürler mutlaka bende bir şeyler karalamak istiyorum mutlu oldum 😊
Silsonu bayağı bir sürprizli olmuş :) sevgiler Yıldızcım
YanıtlaSilTeşekkür ederim canımmmm 😍🤚
SilÇok güzel bir kurgu olmuş. Sonu hüzünlü oldu. Kaleminize sağlık:)
YanıtlaSilÇokkkkk teşekkürler😊🤚
SilOkurken içimden okumayı durdurup "Yaa bir şey olsa bari belli ki kız kabul etmeyecek herhalde." demiştim iyiki kesilmiş elektrikler ne kadar kötü bir an yaşardı eğer öyle olmasa. Çok güzeldi. Kaleminize sağlık :))
YanıtlaSilBen teşekkür ederim. Sevgiler selamlar 😊🌺🤚
SilÇok güzel olmuş sonu şaşırttı beni ☺️
YanıtlaSilKaleminize sağlık 🌸
Ben teşekkür ederim Gülşah. Bundan sonraki öyküm de bitmek üzere. (Kelime Oyunu 5) Ona da beklerim. Sevgiler 😊🌺🤚
SilŞimdiden mutlu ve sağlıklı bir yil dilerim canım 😍
YanıtlaSilMutlu yıllar Deyacığım, canım arkadaşımmm :))
SilHikayenin sonuna bozuldum. Her şeyin çalınmasına alıştık evlilik teklifi de çalınmaz ki
YanıtlaSilEvet, Tuğrul da çok bozuldu :))
Silmerak ettiren bir hikaye olmuş. İnsan sonunu merak ediyor
YanıtlaSilTeşekkür ederim 🙏😊🌺🤚
SilMerhabalar.
YanıtlaSilHikayenin kurgusu ve anlatımı çok güzeldi. Tebrik ederim. Kaleminize ve yüreğinize sağlıklar dilerim. Ancak, sonu okuyucu düş kırıklığına uğratan bir hikaye olmuş. İşin en garip tarafı, Tuğrul'un sevdiği kıza, bir başkası tarafından aynı şekilde evlenme teklifinin yapılması ve kızın da bu teklifi onaylamasıydı. Çok üzüldüm doğrusu.
Selam ve saygılarımla. Sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir yeni yıl dilerim.
Evet istemeden üzdük galiba Recep Bey, affola. Hayat da öyle değil mi? Bazılarını üzerken bazılarını sevindiriyor. 🙃😇
YanıtlaSilYıldızım harikaydı. Ayyy dedim heyecanlanmışım :)Oğlum seslendi anne ne oldu diye.Kalemine yüreğine sağlık.2021 için gönlünden geçen tüm dileklerin olmasını dilerim❤
YanıtlaSilTeşekkür ederim canım, epeydir yoktun, uğramana sevindim.
SilSevdiklerinle birlikte nice mutlu, sağlıklı, bol yıldızlı günler dilerim :))
B A Y I L D I M !!! Gerçekten çok çok sevdim bu öyküyü.. Kalbine, aklına sağlık.. <3 kelime 5 te de bekliyorum seni :)
YanıtlaSilÇokkkkk teşekkür ederim. Hazır sayılır. Bugün paylaşırım heralde🥰🌺🤚
Silaaa yazık olmuş adama ışıkların gitmesine sevindim valla reddedilmesi daha kötü olurduu ama hiç mi anlamamış kızın gönlünün kendinde olmadığınıı kıyamaam platonik miydi acaba hep onunkisi ne güzel anlatmışsıın :)
YanıtlaSilÇokkkkk teşekkür ederim 🙏😊🤚
Sil