HİKAYE Mİ? ÖYKÜ MÜ?

54

HİKAYE Mİ? ÖYKÜ MÜ?

Merhaba arkadaşlar,

Edebiyat camiasında hikâye ve öykü kavramları ile ilgili olarak yıllardır süren bir tartışma konusu var. "Bir metne hangi kriterlere göre hikâye ya da öykü demeliyiz?" “edebifikir.com” sitesinden alıntıladığım katkılarla birlikte bu konuyu birlikte tartışalım istedim.

Hikâye ve öykü türleri gerek içerik gerekse de işleyiş açısından birbirleriyle aynı gibi görünse de aralarında belirgin farklılıklar var aslında. Bu farklılıkların neler olduğuna geçmeden önce bu iki kelimenin sözlük anlamlarına bir göz atalım, dilerseniz.

Hikâye, Arapça kökenli bir kelime. Osmanlıcada “hikâyet” şeklinden yazılıp söylenmiş. Türk Dil Kurumu (TDK) güncel sözlüğünde: “Bir olayın sözlü veya yazılı olarak anlatılması; aslı olmayan söz, olay; gerçek veya tasarlanmış olayları anlatan düzyazı türü, öykü şeklinde ifade edilmekte.

Öykü ise, “taklit, özenme” anlamına gelen “öykünmek”ten gelmekte. “Rivayet, menkıbe, hikâye, kıssa” gibi anlamlar taşımakta. 

TDK’nın ancak 1969’da yapılan 5. baskısında “öykü” kelimesine yer verilmiş ve o tarihte karşısına açıklama olarak sadece “hikâye” yazılmış. 1983 senesinde sözlüğün 7. baskısı gerçekleşmiş ve öykü kelimesinin karşısına bu kez biraz daha geniş bir açıklama girilmiş: “Tasarlamaya ya da gözleme dayanan bir olayı anlatarak okuyucuda ilgi ve beğeni uyandıran ve çoğu kez ancak birkaç sayfa tutan yazın türü.” 

İlk bakışta hiçbir farkın olmadığı, birbirlerinin eş anlamlıları gibi görünen bu iki kelimenin farklılıklarına gelirsek eğer;

Feridun Andaç, bir röportajında öykü ve hikâye arasındaki farkı şu şekilde tanımlamakta: “Asla birbirinin karşılığı değildir. Çünkü hikâye etme, hikâye anlatma geleneği sözlü bir kültürün ürünüdür. Sözlü gelenekte sözlü “hikâye anlatma” diye bir şey var. Anlatılan bir şeydir. Halk hikâyeleri gibi. Ama öykü, öykülemeden geliyor. Kurma, yeniden tasarlama, hakikati gerçeğe dönüştürme biçimi diyebiliriz. Ham olanı alıp, kendi bilincinizden kendi bakışınızdan geçirerek öykülüyorsunuz. Sözlü geleneğin bir türü olan hikâyeyle modern kurmacanın, modern anlatının bir türü olan öyküyü ayrı tutmak gerekiyor. Birinde yazarın bilgisi, bilinci, algısı gerekiyor; ötekisinde sözlü anlatıcı. Anonimdir bir anlamda hikâye anlatma geleneği.”

19. yüzyılda edebî bir tür olarak kabul edilen hikâye, aslında insanoğlunun bir şeyler anlatma ve olanları anlama çabalarının bir sonucudur. Hayatın her anında bir hikâye bulunur. Edebî metinlerin, gazete yazılarının, haberlerin, sanat eserlerinin, gündelik hayatta karşılaştığımız herhangi bir ânın ve hatta şiirin dâhi hikâyesi vardır. Gündelik dilde bunu fark etmesek de kullanırız: “Bu şiirin hikâyesi nedir?” ya da “Tanışmanızın hikâyesi nasıldır?” kullanımlarında olduğu gibi.

Nurullah Ataç’a göre öykü, hikâye ile eş anlamlı olsa bile hikâyenin yerine kullanılamaz. Örneklemek gerekirse eğer; “Dede Korkut Hikâyeleri’ne Dede Korkut Öyküleri” diyemeyiz. Ya da “halk hikâyeleri” yerine “halk öyküleri”ni kullanamayız. Bu durumu deyimlerde de görürüz. “Bu yazı işi yılan hikâyesine döndü” cümlesinde kullandığımız “yılan hikâyesi”ni “yılan öyküsünü”ne çeviremeyiz. Çünkü hikâye kelimesinin dilde zenginleşmesi bunun önüne geçmekte.

Mehmet Sürücü'ye göre hikâyenin gündelik dilde yan anlamlarıyla birlikte kapsamı daha geniştir. "Hikâye anlatma!"daki yan anlam bunu çok güzel açığa vuruyor. Hayal edilmiş, kurgulanmış, uydurulmuş söz anlamına geliyor burada hikâye. Bu anlamıyla genellikle anlatılan olayın gerçekliğinin olmamasına vurgu yapıyor. “Öykü”de ise böyle bir anlam yok. Öykü tümüyle edebi bir tür olarak gündelik hayatın ritminden uzaklaşmış, akademik/ teknik bir tını taşıyor. Ortaklıkları ise aslında ikisinin de özünde “kurgu” oluşunun örtük biçimde kabul edilmesi.

Feyza Hepçilingirler; “hikâye, bana eski olanı çağrıştırıyor. Öykü, yeniyi. Hikâye uzun olur da öykü o denli uzun olmaz sanki. Hikâye de öğüt vardır da öyküde kendi haline, öyküye bırakılmışlık hali vardır. Hikâye, sözlü edebiyatla içli dışlıdır da öykü, yalnız yazılı edebiyatta vardır. Bunun gibi şeyler... Şu söylediklerim de hiçbir dayanağı olmayan, kendime ait düşünceler…” demiştir.

Bilmem siz ne düşünürsünüz bu konuda sevgili dostlar? Fikirleriniz benim için değerli, paylaşırsanız sevinirim.

Sevgilerimle...


Yorum Gönder

54 Yorumlar
  1. Kafa karıştırıcı.
    Sanırım hikayede olağan üstü olaylar varken, öyküde yok gibi.
    Ve hikaye uzun, öykü genelde kısa olur kanımca.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bu dediklerinde haklısın👍😊🤚

      Sil
  2. Valla ben de aralarinda fark yok derdim yazını okumadan önce

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet genelde öyle zannediliyor Sevim😇🙃😊🤚

      Sil
  3. Bana aynı kavramlar gibi geliyordu aslında. Aradaki farkı okuyunca anladım ama pek ayrıt edemem hangisi hikaye hangisi öykü..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet biraz karışıkmış gibi görünüyor konu 😇🙃🤚

      Sil
  4. Bende şöyle düşündüm bu yazınıza istinaden Hikaye küçük yaşlarda anlamlanan öykü orta yaşlara anlatan metinler zinciridir...

    Kısaca tanımladım ve köşeme çekiliyorum. Keyifli bir konuydu gerçekten Ha hikaye idü ha öykü idü hikayesine dönecek :) ama öykü taraftarıyım...

    YanıtlaSil
  5. Yazıdan anladığımı özetlemem gerekirse; galiba hikaye olmuş olayların anlatılması, öykü ise bir nevi kurgulama anlamına geliyor. Ne yalan söyleyeyim ki, ben bu iki kavramı da bir birleriyle aynı anlamda kullanmaktaydım. Bu aydınlatıcı yazı için çok teşekkürler Yıldız Hanım. Gerçekten bilgi dağarcığıma yeni bir şey katmış oldunuz.:)

    YanıtlaSil
  6. Ben Lisede ki edebiyat öğretmenime bir soruyum aralarında ki fark nedir diye? Eski hoca bilir herhalde

    YanıtlaSil
  7. Bilmediğim bir konuydu, verdiğin değerli bilgiler için teşekkürler Yıldızcığım :)

    YanıtlaSil
  8. ah evet karışan konu bencesi de, burdaki açıklamalar iyiydi, sondaki feyza hocanın ki de galba en doğrusu. hikaye kısa öykü uzundur, hikayenin içinde öykü olamaz ama öykünün içinde hikaye olabilir :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Deep'im Feyza Hanım çok güzel özetlemiş gerçekten de :))

      Sil
  9. http://rusyena.blogspot.com/2014/03/oykuden-oyku-dilinden.html

    bak sevgili ruşyena yazmıştıııı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım beni harika bir yazı ve blogla karşılaştırdığın için sana çok teşekkür ederim.

      Sil
  10. Teşekkür ederim katkıların için Müfred :))

    YanıtlaSil
  11. O zaman şimdiye kadar yazdıklarım hikaye değil hepsi birer öykü

    YanıtlaSil
  12. Feyza Hepçilingirler'in dediği gibi düşünüyorum ben de yani hikaye bende de eskiye dair olanı çağrıştırıyor daha çok ,öykü ise yeniyi.
    Ama bu ikisi bence de hep birbirine benzeyen karışan kavramlar..
    Çok detaylı bir yazı olmuş canım okurken aydınlandım çok sağol :)

    YanıtlaSil
  13. Doğrusu ben de bilmiyordum ama genelde hikayeyi anlatılan gerçek bir olay gibi düşünüyordum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet hangimiz karıştırmıyor ki Deryacığım :))

      Sil
  14. Hikaye ve öykü hımmm hepsi bizim içimizden gelen şeyler sonuçta kurguda olsa gerçekte olsa hepsi hayatımızın bir parçası.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet hayatımızın bir parçası her ikisi de, ne güzel söyledin Esra :))

      Sil
  15. Aralarındaki farkı ben de ayırt edemezdim ama yazınızı okumak bayağı faydalı oldu. Teşekkürler 😊

    YanıtlaSil
  16. Size blogumda minicik bir süprizim var. 😊😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Minicik olur mu hiç, bana sürprizlerin en büyüğünü yapmışsın Yankııımmm. Sevincimi, heyecanımı, emeğimi, amacımı paylaştığın için sana çokkk ama çokkk teşekkür ederim. İyi ki varsın :))

      Okuduktan sonra kritik edersek çok mutlu olurum.

      Sevgi ve selamlarımla :))

      Sil
    2. En kısa zamanda okuyup yazmayı çok istiyorum 😊😊

      Sil
    3. Çokkkkk teşekkür ederim canım 🙏🤗🌷🤚

      Sil
  17. https://sadeceyankimvegolgem.blogspot.com/2020/06/kitap-alsverisim-1.html

    heey bak yankım ve gölgem de sölemiş zaten hihi, ben de dicektim ona bak diyeee :)

    YanıtlaSil
  18. Ne kadar güzel bir konu. *-* Genel olarak 'Hikaye' kelimesini kullanıyordum. Öykü bana masalı anımsatıyor sanırım. Neyse ki bilgilenmiş olduk. *-* Teşekkürler bu ilgi çekici yazı için.

    YanıtlaSil
  19. önceden de tereddütlüydüm artık iyice şüphedeyim :))

    YanıtlaSil
  20. Kendi çapımızda bir şeyler yazan bireyler olarak sanırım bu ayrıma ihtiyacımız varmış, değerli paylaşımınız için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  21. Nice, salam from me in Indonesia

    YanıtlaSil
  22. Feridun Andaç'ın ayrımı içime sindi benim.

    YanıtlaSil
  23. yazıyı sonra okumak üzere , sadece merhaba demek istedim :) edebiyat ögretmeni misiniz yıldız hnm.
    epeydir bloglarla bakmıyorum ,kendim de yazmıyorum..
    yazar olarak öykü.. fakat okuyucu olarak roman kesinlikle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Edebiyat öğretmeni değilim. ☺️Son paylaşımına yorum bıraktım☺️🤚

      Sil
  24. Bir görüş de ben yazayım öyleyse. 🙂
    Bir edebî tür olarak hikâye ile öykü arasında hiçbir fark yoktur. Yani ikisi aynı şeydir. Ama hikâye kelimesinin geçtiği her yerde öyküyü kullanmak isteseniz bu çok saçma olur. Üstelik bu durum bütün eş anlamlı kelimeler için geçerlidir.

    YanıtlaSil
Yorum Gönder
Üst