Herkese Merhabalar,
Blog
ortamında, gencinden yaşlısına her yaş grubunun temsil edildiği büyük bir
topluluğuz. Ve her birimiz hiç tanışmasak da yazılarımızla, sözlerimizle
birbirimizle iletişim halindeyiz. Bu etkileşimler sayesinde güzel dostluklar
kuruyor, çok da mutlu oluyoruz. Benim bu günkü konum, yazılı iletişimden çok
sözlü iletişim biçimlerimizle ilgili aslında. Özellikle çocuklarla ve gençlerle
olan iletişimlerimizden söz etmek istiyorum. Bu konuda uzman değilim. Psikolog,
pedagog, çocuk gelişimci de değilim. Ama bir insanım ve bir anneyim. Bir
zamanlar çocukluğu ve gençliği deneyimlemiş bir yetişkinim. Tam bu noktada
söylemek istediğim şu ki çocuklarımız ya da ergen yaştaki evlatlarımız yaşadıkları
süreci ve yaşı ilk kez deneyimliyorlar. Değişen dönüşen vücutlarına,
duygularına adapte olmaya çalışıyorlar. Elbette zaman zaman hata yapacaklar,
yanlışa meyledecekler, hatta bazen asi olabilecekler. Ben diyorum ki biz bu
yollardan geçmiş, onların yaşadıklarının bir benzerini yaşamış tecrübeli
yetişkinler olarak özellikle çatışma anlarında biraz daha sabırlı ve anlayışlı
olmayı başarabilmeliyiz. Sorunun kökenine inmeden yüksek sesle hükmetmek,
yargısız infazda bulunmak yerine onları dinlemeli, anlamaya çalışmalıyız.
Evlatlarımız, suçunu ispatlamaya çalıştığımız potansiyel sanıklarımız değiller.
Onlar bizim yavrularımız, can parçalarımız. Hiçbirimiz canımız yansın istemeyiz
öyle değil mi?
Bu çerçevede kendi tecrübelerimden ve okumalarımdan yola çıkarak özetlediğim bilgileri aşağıya sıralamaya çalıştım. Bu konuya ihtimam gösterenler için çok daha fazlası Prof. Dr. Selçuk Şirin, Doç. Dr. Saniye Bencik Kangal, Dr. Özgür Bolat, Yazar-Psikolog Doğan Cüceloğlu’nun kitaplarında mevcut.
-
Düğümlendiğimiz noktalarda soruna değil çözüme odaklanmalıyız. Öncelikle iyi
bir dinleyici olmayı becerebilmeliyiz. Sağlıklı iletişim kurmanın yolu, konuşmaktan
çok dinlemekten geçer. Hangi yaş gurubunda olurlarsa olsunlar onları önemsemeli
ve bir yetişkini dinliyor ciddiyeti ile dinlemeliyiz. Dinlerken dikkat
edeceğimiz bir diğer husus da sorgular bir üslup takınmamaktır. Bunu
başardığımızda muhtemeldir ki cümlelerinin arasında, esas sıkıntıları ile
ilgili pek çok tüyoyu yakalayacağız. Ne konuda dertliler? Neden mustaripler?
Yetersiz mi hissediyorlar? Hangi konuda yanlış düşünüyorlar… Böylece iç
dünyalarında onlara ve çevrelerine zarar veren habis düşünceleri, muhakeme
edemedikleri yanlışları, kaygıları, takıntıları daha doğru bir şekilde tespit
edebilir ve yardımcı olma sürecine girebiliriz. Örneğin her gece yatmadan,
sohbet eşliğinde günün kritiğini yapabilir, artı ve eksilerin üzerinden
birlikte geçebiliriz. Girizgâh olarak “Günün nasıl geçti?” sorusuna cevap alma
ihtimalimiz biraz düşük olabilir. Fakat sualimizi “Bugün okulda seni en çok
mutlu eden şey neydi?” şeklinde sorar ve bir açılım sunarsak işimiz biraz daha
kolaylaşabilir.
-
Çocuğumuzun davranışını düzeltmemiz gerektiğinde, kendisini değil, davranışını
tenkit ettiğimizi vurgulamalıyız. Bu bağlamda, son zamanlarda sıkça
tartışılan hitap dili önemli bir diğer husustur. “SEN” dilinden ziyade
“BEN” dilini tercih edin söylemi, yerini “EYLEM” diline bırakmıştır. (SEN
dili: “Sen şöylesin, sen bunu yanlış yaptın!” BEN dili: “Şu konuda şöyle
bir tavır sergilediğin için üzüntü duydum; ya da “Ben bundan rahatsız oldum.”
)
Pedagog,
Yazar Adem Güneş’e göre “BEN dili” ile iletişim kurulmuş çocuklar, ebeveynlerine
sürekli “Kızdın mı, üzüldün mü, beni seviyor musun?” gibi sorular sorarlar.
“Başkaları ne der?” diye yaşamayı bir alışkanlık haline getirirler. BEN
DİLİ ile konuşmak çocuğu edilgen yapar, kişilik yapısını bozar. BEN DİLİ
kullanılan çocuklar kendisi olmak yerine beklenildiği gibi olmaya çalışır. Başkalarının
gözlemcisi, kendi duygularının yabancısıdırlar.
SEN DİLİ
ile hitap edilen çocuklar ise suçluluk duygusu ile yetişirler. Zayıf bir
benliğe sahiptirler. Omuzları çökkündür. Kendilerini rahatlatabilmek için
çoğunlukla reddetme yoluna giderler.
Burada
kullanılması gereken esas dil “EYLEM DİLİ” olmalıdır. Eylem dilinde ne
“BEN” ne de “SEN” vurgusu vardır; “davranış” vurgusu ön plandadır. Çocuğun
kişiliği ile yaptığı eylem birbirinden ayrı tutulur. Kişiye odaklanmadan
“EYLEM” e vurgu yapılarak iletişim kurulur. “Sen bunu yanlış yaptın”daki “SEN”
vurgusu kaldırılıp, “Bu davranış doğru değil” şeklinde eylem vurgusuna
dönüştürülür. “Bu davranışın beni rahatsız etti” yerine “Bu davranış doğru
değil,” denir.
- Her
çocuk eşsizdir. Kişilik özellikleri itibarıyla
farklıdır. Kendine göre bazı zayıflıklara ya da üstün yeteneklere
sahip olabilir. Erik ağacından elma devşirmeye, ayrıca gerçekleştiremediğimiz
hayallerimizi çocuklarımız üzerinden var etmeye çalışmamalıyız.
- Helikopter anne-baba rolüne fazla kaptırmamalıyız. Güvenliği tehdit
edilmedikçe ve insani hakları ihlali edilmedikçe problemlerini çözmede aceleci
davranarak, yaptıklarının sonuçlarını öğrenme fırsatından mahrum etmemeliyiz.
- Kötü
geçen günün acısını çevremizde en güçsüz gördüğümüz çocuklarımızdan
çıkarmamalıyız. Nasıl muamele edersek aynadaki aksimiz
gibi bize geri yansıtacaklarını öngörebilmeliyiz.
- Korku
ve şiddet eksenli değil sevgi eksenli bir iletişim kurduğumuzda çocuğumuzun öz
güvenini geliştirmesine ve sağlam bir kişiliğe sahip olmasına katkı
sağlayacağımızı bilmeliyiz.
- İhtiyaçlarına
duyarlı olmalı, başarmaları için fırsat vermeli, doğru yaptıkları davranışları
takdir etmeli, kabiliyetleri doğrultusunda önlerine makul hedefler/seçenekler
sunmalıyız.”
- Bir
şeyi başardıklarında zekâlarından çok çabalarını takdir etmeliyiz."Başarısı övülen çocuk hırslı olurken çabası övülen çocuk azimli olur. Unutmayın, hırs yakıcı, azim yapıcıdır. La Edri."
- Okuluna
sevgi, huzur, güven dolu bir aile ortamından uğurlanarak gönderilen bir çocuk
ile huzursuz bir ortamdan gönderilen bir çocuğun sergileyeceği davranış
biçiminin ve başarı oranın da benzer şekilde olmayacağını göz ardı etmemeliyiz.
Aradığı sıcaklığı, sevgiyi, saygıyı evinde bulamayan çocuğun bu ihtiyaçlarını,
dışarıda kontrol edemeyeceğimiz insan ve ortamlardan karşılamaya çalışacağını
unutmamalıyız.
-
Çocuklarımızla sürekli olarak diğer aile üyelerini çekiştirip onları olumsuz
kodlamamalıyız.
- Ebeveyn olarak tutarlı davranışlar sergileyip, fikir ayrılıklarını onların yanında tartışmamalıyız.
-
Başkalarının yanında yaptığımız nasihatin öğüt yerine ceza olacağını
bilmeliyiz.
- Sevgimizi gösterdiğimizde çocuklarımızın şımaracağı düşüncesini terk etmeliyiz. İşlevini kaybetmiş çağ dışı sabit inanışlara, kalıplaşmış dar fikir ve anlayışlara şuursuzca yapışmamalı; çocukları, içinde bulundukları çağın gereklerine göre değerlendirip, değişen-dönüşen dünyaya, zamanın ruhuna ayak uydurabilmeliyiz.
Yıldızlı Sevgilerimle…
"Evlatlarımız, suçunu ispatlamaya çalıştığımız potansiyel sanıklarımız değiller."
YanıtlaSilNe güzel demişsiniz böyle.Dil konusu sahiden önemli.Farkında olmadan yapılıyor çoğu kez.Dikkatli ve özenli olmak gerekiyor.
Çok teşekkür ederim nazik ziyaretin ve güzel yorumun için Vakt-i Dem. İyi hafta sonları dilerim 😊🤚
SilÇocuk sahibi çiftler için eşsiz bir rehber. Yanlış hatırlamıyorsam daha önce okuduğum benzer bir kaynakta SEN dili yerine BEN dilini kullanılması öneriliyordu. Elbette EYLEM dili en güzeli. Yaşam savaşında bütün bunları bilsek bile ne ölçüde çocuklarımıza tatbik edebiliyoruz acaba? Bir de zaman faktörünü unutmamak lâzım bence. Nesiller arasında büyük farklar oluştu. Ebeveynler eskiden çocuklara rehber olurdu, günümüzde çocuklardan öğreniyoruz pek çok şeyi:)
YanıtlaSilGerçekten de öyle. Dijital nesil çok yaman😊. Çok teşekkür ederim değerli yorumunuz için, sağolun 😊🤚
SilÇok güzel, ben dilinin gerçekten samimi olmadığını düşünüyordum. Çünkü empati yeteneği belirli bir yaştan sonra kazanılıyor. Eylem dilini de ilk kez sizden okuyorum. Çocuklara çok değer veren biri olduğumu düşünürüm, bu sebeple bu tür yazılarla ilgileniyorum. Teşekkür ediyorum.
YanıtlaSilYıldız anne, size birkaç soru sormak istiyorum. Nereden yazabilirim?
Çocuklara değer vermeniz ve bu tür yazılarla ilgileniyor olmanız çok güzel. Ben teşekkür ederim yorumunuz için. Ana sayfadaki "İletişim Kutusu" aktif. Sorularınızı oradan yöneltebilirsiniz. İyi haftasonları dilerim.
SilHer biri birbirinden değerli bilgiler, tavsiyeler, teşekkürler Sibel Hanım:) Eylem Dili benim en çok dikkatimi çeken başlık, konu oldu. Çünkü çok dikkat etmediğim bir konu :( İnsan bazen birçok yazılı şeyi biliyor ama gerçek hayatta bir çoğunu uygulamıyor.. Özellikle de sabır, dinleme konularında.. Halbuki dünyaya, ülkemize, inançlarımıza en büyük mirasımız çocuklarımız.. Ayrıca paraşüt anne-baba kavramını da ilk defa duydum:) Tekrardan teşekkürler bu güzel bilgiler için, saygılar.
YanıtlaSilHaklısınız Sezgin Bey, bilmek her zaman layığı ile uyguluyoruz anlamına gelmiyor. Çocuk yetiştirmek gerçekten güzel olduğu kadar çok zor da bir iş. Büyük bir sorumluluk gerektiriyor. Besleyip büyümekten de öte eğitmek, öğretmek gerekiyor. Ne demişler "bir çiviyi çakabilmek için bile defalarca hamle yapmak gerekiyor." Çocuklarımız için, onların geleceği için, sağlıklı bir toplum için sabırla hamle yapmaya devam edeceğiz. Kalınız sağlıcakla 😊🤚
SilYıldız harika bir yayın bu, tebrik ederim. Ben çocuk sahibi değilim ancak kısa bir süre öğretmenlik yapmış ve tüm arkadaşlarımın çocuklarının yakın arkadaşı olmuş durumdayım.
YanıtlaSilEbeveynlerin hepsi maalesef bir zamanlar çocuk ve genç olduklarını, kendi ana-babalarından şikayetçi olduğu durumları unutup, aynısını çocuklarına yaşatıyorlar. Bir ebeveynin unutmaması ve kaybetmemesi gerekn en önemli şey empati yapmasıdır bana göre.
Eline sağlık bu yazı için. Sevgiler benden <3
Bu yazının yola çıkış amacı tam da buydu zaten Momentos. Empati yeteneğimizi kaybetmeyelim. Çocuklarımızın çocukluklarını yaşamalarına izin verelim. Bu yılları çok güzel hatırlasınlar. Sağlıklı bir yetişkin olsunlar. Çok teşekkür ederim güzel yorumun ve katkın için. Sevgiler selamlar canım 😊🤚🤗
YanıtlaSilÇocuk ve gençlerle iletişim adına öz ve önemli bilgiler vermişsiniz. Çok güzel bir çalışma. Emeğinize sağlık.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Mavi Anemon. Selamlar 😊🤚
Silçocuklarla iletişim başlı başına bir sanat bence; hatta bir bilim tarzı bile olabilir. Gerçekten de çok zor bir şey çocuklarla doğru iletişim ve doğru yetiştirmek
YanıtlaSilEvet Lerzancığım gerçekten de öyle. Çok teşekkür ederim ziyaret ve yorum için 😍🤚
SilHarika tespitler, ben de bu yazıya Yıldızlı Pekiyi verdim. Özellikle ''eylem dili'' benim için yeni bir bilgi oldu. Teşekkürler Yıldız Hanım; blog aleminde yıldız gibi parladınız.:)
YanıtlaSilEstağfurullah 😊😊. Ben teşekkür ederim Fatih Bey, sağolun 🙏😊🤚
SilLafı mı olur? Son zamanlarda çok güzel içerikler hazırlamışsınız; tebrik ederim.:)
SilTeşekkür ederim 😊🤚
Silpeki öğretmeniiim :) helikopter anne vardı paraşüt de mi varmış, aynı anlama geliyor sanırımsam :)
YanıtlaSilGüzel tespit👍. Helikopter diyecekken paraşüt demişim. Yazıda da düzelttim. Yeni icatlar çıkarmayayım🙈🙈. Çok teşekkürler Deep 🙏😍
Silİnsan yetiştirmek gerçekten bir sanat. Ayrıca çocukları bir birey olarak görmüyoruz. Onlar çocuk. Ne anlarlar düşüncesi yıkıcı oluyor.
YanıtlaSilÇok doğru Cem. Her şeyi çok iyi anlıyor ve gözlemliyorlar. Teşekkür ederim yorumun için. Selamlar 😊
SilÇok güzel noktalara değinmişsiniz. Özellikle Ben Dili meselesi çok önemli.Yıllar önce derlerde konusu geçmişti ama unutmuşum. güzel bir hatırlatma oldu. :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim ziyaret ve yorum için Okurix. Selamlar 😊🤚
SilÇok bilinçlendirici ve yalın olmuş. Bazen insan karşısında çocuk olduğunu unutuyor. Çok doğru yerlere değinmişsiniz. Her çocuk özeldir ve ona göre davranılmalı :)
YanıtlaSilÇok teşekkürler Esracığım. İyi haftalar dilerim 😊🤚
SilEvet çok doğru, başarısızlıklarımızın sonucunda etkilenen, üzülen taraf da yine biz oluyoruz. Saksıdaki çiçek bile sulanmadan, toprağı havalandırılmadan coşup yeşermiyor. Her canlı ilgiye, sevgiye muhtaç. İnşallah bu konularda daha çok bilinçleniriz. Teşekkür ederim ziyaret ve yorum için 😊🤚
YanıtlaSilMerhabalar.
YanıtlaSilÇocuklarla doğru iletişim kurmanın yolları başlıklı yazı dizinini okudum. Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.
Ne bizler, ne de bizlerin anne ve babaları çocuklarla doğru iletişim kuramadık/kuramadılar. Sen-Ben dilini çok kullandık. Günün acılarını ve başka birilerinin günahlarını çocuklarımıza yıktık. Sizin anlayacağınız, çocuk yetiştirmede ne kadar olumsuz şeyler ve yapılmaması gereken şeyler varsa, biz hepsini yaptık. EYLEM dilini hiç kullanmadık. Bizler çocuklarımızı "karakucak" yetiştirdik. Çocuklarımız, bizlerin dışında kendilerini yetiştirmede ne yapabildilerse, o kadarını yaptılar. Ben zaten kendimi baba olarak görmüyorum. Çünkü çocuklarıma babalık yapamadım. Benden olsa olsa iskele babası olur. Bu bir öz eleştiridir.(ayrı yazılır)
Bizim çocuklarımız da çocuklarını doğru bir şekilde yetiştiremediler. Çocuk yetiştirmek bir sanat ve sabır işidir. Anne baba adaylarını önce yetiştireceksin daha sonra bir sınav yapacaksın sınavı geçenlerin nikah kıymalarına ruhsatı vereceksin. Sınavı başaramayanları da başarana kadar hizmetiçi eğitimden geçirmeye ve ardından sınav yoklamasına devam edeceksin. Aynı sürücü sınavları gibi.
Ben çevremdeki evlenecek adayların hiçbirinde layıkıyla anne baba olacak adaylar göremiyorum. Bırakın onların çocuk yetiştirmelerini, birbirleri ile doğru dürüst geçinirlerse, al başına koy.
Sonuç itibariyle bizler, toplum olarak her konuda eğitilmeliyiz. Ben bu kadar söyler, bu kadar derim.
Bu güzel ve yararlı paylaşımınız için teşekkür eder, sağlıklı ve hayırlı günler dilerim. Selam ve saygılarımla.
Ben teşekkür ederim Recep Bey. Sabırla okuduğunuz ve kapsamlıca yorumladığınız için. Öz eleştiri de yapmışsınız. Blog ortamından sizi tanıdığım kadarıyla kendinize biraz haksızlık yapmışsınız gibi geldi bana.
SilÖnerinizi çok beğendim bu arada. Bu tarz bir uygulama olsa keşke. Toplum olarak bir anda sınıf atlardık. Ne de güzel olurdu. Çok teşekkür ederim tekrar, ziyaretiniz, yorumunuz ve öneriniz için. Selamlarımla 😊🤚
benim çocuğum yok ama tüm arkadaşlarımın var ya aşırı bir yapma aman dur çocuğum ile büyütüyorlar yada ne yaparsan yap özgürsün çocuğum ile ikisi de sakıncalı ama sanırım aileler bunu ortalayamıyorlar
YanıtlaSilHaklısın Sevimciğim bıçka sırtı bir denge adeta. Her zaman orta yolu bulmak kolay olmuyor. Bu konuda biraz daha bilinç, özen, sabır gerekiyor sanırım. Çok teşekkür ederim uğradığın için. Sevgiler 😍🤚
SilSuper blog
YanıtlaSilRead my new post
YanıtlaSilThanks. I read your text. It was very nice. Bye 😊🤚
SilYıldız Hanım emeğinize sağlık. Özellikle çocukların ergenlik dönemlerinde, çocukların duygularını düşüncelerini anlamayan ya da anlamak istemeyen anne baba için bu süreç çekilmez bir durum oluyor. Çünkü anne baba çocuğunu kendi yaşadığı dönemle değerlendirmeye çalışıyor. "Biz senin yaşındayken"le başlayan cümle bitiriyor zorlaştırıyor her şeyi. İki tane kız evlat yetiştirmiş birini evlendirmiş, biri de bu yıl üniversiteden mezun olmuş bir anne olarak naçizane deneyimimden mini bir cümle paylaştım. Sevgiler bırakıyorum. Gönlünüzce olsun her şey.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim kıymetli tecrübenizi bizlerle paylaştığınız için Hanife Hanım. Sizin gibi bir anneye sahip oldukları için evlatlarınızın çok şanslı olduğunu düşünüyorum. Yolları açık olsun. Sevgi ve selamlarımla :))
SilThanks. I'm following you. Bye :))
YanıtlaSilyazılarınızı özlemişim..uzun bir zaman oldu bu diyarlarda yoktum :)
YanıtlaSilçok faydalı bir paylaşım ; hele de benim gibi 2.üniversite cocuk gelişimi okuyan birine..bu dönem kayıt yenilemedim ama azimliyim 4 yılı eninde sonunda bitiricem..
sevgilerimle..
Çocuk gelişimi çok çok güzel, çok önemli bir branş. Mutlaka bitirmelisin. İnşallah biz de senden öğreniriz o zaman. Sevgi ve selamlarımla :))
Silcocugum olursa belkı bırgun kaydettım tekrar bakarım sagol balım.
YanıtlaSilHarika bir anne olacağına eminim canım 😊🧿🤚
Silgeçen hafta büyük oğlumu üniversite için yurda yerleştirdim ve o duygusallıkta yazını okudum :)) Rabbim herkese bu mutluluğu yaşatsın ama ellerinle büyüttüğün yavrunu bırakıp gelmek çok zormuş yaşı yirmi de olsa
YanıtlaSilçocuklarla iletişim çok önemli ve uçsuz bir konu. Gerçekten de insan her sene kendini sorguluyor doğru mu yaptım, doğru mu yapıyorum diye
Ne mutlu sana Lerzancığım. Allah evladına zihin açıklığı versin ve mezuniyetlerini de göstersin inşallah.
SilBazı şeyleri önemseyip, sorguluyorsan zaten çok iyi bir annesin demektir. Öpüyorum seni:))
Ben eğitimci olmama rağmen kendi çocuklarımda zorlamdığım anlar oluyor 😞
YanıtlaSilHer çocuk kendine özel Deryacığım. Bence en önemli şey koşulsuz sevgimizi vermek, güvende olduklarını hissettirmek. Sevgiler selamlar 😍
Sil