Bu güzelim Pazar gününü kendime detoks günü ilan ettim sevgili okurlar. Ama aklınıza ilk gelen o "biyolojik arınmayı" yani vücudumuza çeşitli şekillerde giren ve atık madde olarak nitelendirilip dışarı atılmayı bekleyen zararlı toksinlerden kurtulmayı kast etmiyorum.
Peki nelerden mi arınıyorum?
1. Çantalarımdaki fazlalıklardan
Önce el ve kol çantalarımdan başladım işe. Hepsini yatağa boca ettim. Neler neler çıkmadı ki içinden; çay ikramları sırasında verilen ve bizim minik keçiden hızlıca kaçırıp çantamın içine telaşla attığım kağıtlı küp şekerlerden, plastik tatlı kaşığına (sanırım uçak seyahatinden), çamaşır mandalından, (mandal nasıl girdi hiçbir fikrim yok) bir düzine kürdana, yine bizim keçinin bir çift minik çorabına ve sayılarca ıslak mendil paketine kadar. Ha bir de nereye ait olduğunu unuttuğum yaklaşık 300 gramlık adeta bir gardiyan anahtarı koleksiyonum var ki dillere destan.
"Bu ne büyük bir zenginliktir yüce Allah'ım" dedim içimden, her kula nasip olmaz. Zahar boşuna dememişler kadınların çantası "gayya kuyusu'dur diye. Elini çantanın dipsiz karanlık dehlizine bir daldırırsın bir daha da çekip çıkaramazsın, arar durusun dakikalarca, o anda çok hayati olan ve bir an önce ulaşılması gereken her ne ise artık. Neyse ki semtime nadiren uğrayan bugünkü hamaratlık dürtüm sayesinde şimdilik bu girdaptan kurtulmuş bulunuyorum.
2. Beni sıkıca sarıp gereksiz bir samimiyet gösterisine kalkışan o insafsız kıyafetlerimden
"Her sabah elbise dolabımın kapağını açtığımda beni seç, beni seç diye bağıran ve uzun zamandır giymeye yeltenmediğim sevgili giysilerim, işte sizin sıranız. Biraz zayıflayınca tekrar giyebilirim dediğim birçok etek ve pantolonum, hepinize elveda. "Bana hiç bakmayın öyle melül melül, o kadar hizmetimizin karşılığı bu mu dercesine. Valla ben uzmanların yalancısıyım. Bir seneden daha fazla süreyle giymediğim kıyafetlerimi paketlememi ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırmamı söylediler. Belki giyinildiğinizde benden daha güzel görüneceğiniz yeni bedenlere kavuşursunuz" dedim ve bu iç hesaplaşmayı daha fazla uzatmadan vedamı gerçekleştirdim.
Bu arada bizim keçininkileri de ayıkladım tabi. Onun malı çok kıymetlidir yalnız. Bit'ine bile kıyamaz. Neyse ki yanımda yoktu o sırada :)))))
3. -mış gibi yapan insanlardan
Beni aşağıya çeken, gece boyunca yaptığım şarjı, günün ilk ışıkları ile birlikte sıfıra indirgemeyi başaran, beni soğuran, sevincime sevinMİŞ gibi yapıp, kederime de üzülMÜŞ gibi yapan insanlardan da arınmaya karar verdim. En zoru bu olacak biliyorum. Ama yaşanacak sadece bir hayatım var ve ben bu hayatı, samimiyetine sonuna kadar güvendiğim, beni ve dostluğumu gerçekten hak ettiğine inandığım insanlarla geçirmek istiyorum. Slogan da geliştirdim üstelik "En büyük keyif, kaliteli sadelik".
Şimdi hepinizi detokslanmaya bir başka deyişle iç huzura davet etmek istiyorum. Haftaya pazar gününe ne dersiniz?
Sizi mimledim :)
YanıtlaSilGeç farkettim kusura bakma. Yorumum da geç gitti o yüzden. Tekrar çok teşekkür ederim canım.
Silsüper süper. ben buna temizlik diyorum bak. eşya kalp ruh beden akıl temizliği. iyidir iyidir. eşyalarda ise iki yıldır kullanmadığını vermek veya atmak işte. kullanılmayan duyguları daaaa :) çok beğendim bunuuuu :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim Derin'ciğim :)
SilTam bir detoks günü olmuş gerçekten :))
YanıtlaSilEvet öyle oldu ama buzdağının daha görünmeyen yüzü de var :))
SilArada bu detoksu yapmakta fayda var.:)
YanıtlaSilEvet, kesinlikle çok işe yarıyor :))
YanıtlaSilKesinlikle böyle bir detoksa hepimizin ihtiyacı var. Keyifle okudum :)
YanıtlaSilBeğenmene sevindim. Teşekkür ederim Fatma :))
YanıtlaSilHem bedene hem etrafıma uyguluyorum ben de. İnsan nasıl rahatlıyor. Fazlalıklar gerçekten yük üzerimize. Hiç gerek yok. Atmak en güzeli.
YanıtlaSilOkuduğun ve yorumladığın için teşekkür ederim Özlem'ciğim, sevgiler :))
YanıtlaSilKıyafetler için çoooook başarılı bir operasyon olmuş bence:))
YanıtlaSilEvet kesinlikle canım :))
Sil