GÜL BAHÇESİ / ÖYKÜ

61


GÜL BAHÇESİ - ÖYKÜ

GÜL BAHÇESİ

Günün ilk ışıklarıyla birlikte uyandı. Yatmaktan usanıp pencerenin hemen kenarına paralel konumlandırılmış divana, doğrulur vaziyette oturdu. Ağzını kocaman açarak odadaki bütün eşyaları yutarcasına  esnedi. Ardından işaret parmaklarını eklem noktalarından bükerek gözlerini ovuşturdu. Kollarını açtı ve iyice gerindikten sonra kendine "Günaydın" dedi. Seviyordu kendi sesine uyanmayı. O sırada gözleri, annesinin yatağına dün gece serdiği yeni çarşafa takıldı. Unutmuştu gül bahçesi içerisinde uyuduğunu. Beyaz zemin üzerine işlenmiş kırmızı gülleri narin elleriyle okşadıktan sonra derin bir iç çekti.  Ardından, iri desenli kalın perdeyi sonra da sararmış tülü geriye doğru iterek sokak sahnesini izlemeye koyuldu. 



İlk konuğu saniye sektirmeden hergün aynı saatte evlerinin önünden geçen Sermet amca idi. Derileri yer yer eprimiş evrak çantasıyla birlikte mesaisine gidiyordu. Aynı anda sokağın diğer ucundan, kafasına yerleştirdiği yuvarlak, geniş siniyle birlikte simitçi çocuk belirdi. Tek eliyle siniyi dengelemeye çalışırken diğer eliyle sermayesini yemekte bir sakınca görmüyordu. Sıra sıra dizilmiş susam kokulu halkaları sevildiğini bildiği adreslere taşımak onun için eğlenceli bir işti. Para beklemeden uğradığı birkaç fakirhaneye simitlerin en tazesini bırakıyordu. Servis araçları vızır vızır sokaktan geçmeye başladığı sıralarda karşıki apartmanda oturan Habibe Hanım  Teyze arz-ı endam eyledi. Ton ton gövdesini, al yanaklarını ve tombul ellerini çalıştığı lokantaya doğru gönülsüzce sürüklüyordu yine. Bir yandan da onu uğurlamak için cama çıkmış çocuklarına dönüp dönüp el sallıyordu.



Sokağın bu tatlı telaşesi gününü heyecanlı kılan en önemli görsel şölenlerden biriydi. Bir de gidenlerin birer birer geri döndükleri akşam saatleri vardı, kuşkusuz. Amcalar, teyzeler, ablalar, abiler ve okul servisinden inen minik yaşıtları sabah nasıl çil yavrusu gibi işlerine, güçlerine, okullarına dağılmışlarsa akşam olunca aynı semtte tekrar toplanıyorlardı. İşte o saatlerde Sermet Amca’nın omuzları biraz daha düşük, Habibe teyzenin yüzü biraz daha bezgin bir hal almışken çocukların enerjisi sokakta oynayacak olmanın sevinci ile adeta tavan yapıyordu.



Annesinin ritmik terlik seslerini, mutfaktan gelen kap kacak tıkırtılarını, yağlanması gereken kapılardan çıkan gıcırtıları dinlemeyi seviyordu. Bütün bunlar bir evin salonundan ibaret yalın dünyasını hareketlendiren sihirli melodilerdi. Her şeyin yolunda gittiğine işaret ediyorlardı. 



Az sonra tavşankanı çay ve bir zeytin tabağı eşliğinde kahvaltı tepsisi geldi yatağına. Gül desenli yeni çarşafına ekmek kırıntısı dökmemeye azami gayret sarf ederek kahvaltısını bitirdi. 



Sermet amca, Habibe teyze, simitçi ağbi ve adlarını çok da iyi bilmediği diğer mahalle sakinlerinden toplanan yardım paralarıyla protez bacaklarına kavuşmak için camın önünde geçirdiği son günlerdi. Kahvaltı tepsisini annesine doğru uzatırken gözlerinin içine baktı. Minnet dolu gözler umut dolu gözlerle birleştiği anda evin her yeri çarşaftakinden de güzel  bir gül bahçesine dönüştü. Çaylarını yudumlarlarken yeni güne, yeni bir ömrün hayalini sığdırmaya çalıştılar. 


Bu kısa öyküm gününüzü gül bahçesine dönüştürsün inşallah. 
Kalın sağlıcakla :))


(Her hakkı saklıdır)



Yorum Gönder

61 Yorumlar
  1. Hiç solmasın gönlünüzün gülü
    konsun güllerinize mutluluk ve sevgi bülbülü
    www.erhantigli.blogspot.com
    Sizi de bloguma üyeliğe ve yorum yapmaya beklerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim bu kafiyeli ve güzel yorum için Erhan Bey. Takipteyim ben de :))

      Sil
  2. Ne güzel bir öykü. Herkesin günü ve hatta tüm ömrü gül bahçesi gibi olsun. Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Takipteyim. Benden de sevgiler selamlar :))

      Sil
  3. Aaaa, sonundaki hüzünlü sürprizi çok beğendim, annesi tepsiyle kahvaltıyı yanına getirince hasta mı diye düşünmüştüm önce. Eline sağlık Yıldız'cığım, çok hoş bir öyküydü, yardımlaşmanın da güzelliğine değinmişsin. Çok teşekkürler:)

    YanıtlaSil
  4. Güzel ablacığım, beğenmene sevindim. Yardımlaşma zengin, fakir farketmez birçoğumzun özünde var olan bir duygu öyle değil mi? Hele ki açılan el doğru adrese uzanmışsa daha da güzel oluyor. Allah kimseyi yapayalnız ve çaresiz bırakmasın.

    YanıtlaSil
  5. Yanıtlar
    1. Ziyaretiniz ve yorumunuz için teşekkür ederim :))

      Sil
  6. Çok güzel bir öykü sıcacık. Camdan bakarken izlediği manzarayı anlattığınız da sıcak bir mahalle ortamı düşündüm. Çok güzel duygular uyandırdı. Emeğinize sağlık 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Saadet'ciğim, çok naziksin :))

      Sil
  7. Gerçekten sıcacık bir öykü. Emeginize sağlık...

    YanıtlaSil
  8. Yazıyı okurda gözümde canlandı. Güzel anlatım. Kaleminize sağlık..

    YanıtlaSil
  9. takibe aldım sizi
    yazılarınız bol
    bloğunuz uzun ömürlü olsun inşaallah
    bende beklerim siziii
    sevgilerle..

    YanıtlaSil
  10. Hoşgeldin Esma,

    Teşekkür ederim güzel dileklerin için :))

    Takipteyim ben de :))

    YanıtlaSil
  11. Ne güzel anlatmışsınız.Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorum ve ziyaret için çok teşekkür ederim. Blogunuz hayırlı olsun. Ben de takipteyim :))

      Sil
  12. Anlattıklarını görmüş gibi oldum, hatta burnuma gül kokusu bile geldi.

    YanıtlaSil
  13. Hocam çok güzeldi ellerinizden öperim...
    İmkansız hayaller kurduğumuzda çok zengin olmayı vs gibi şeyler isteriz kimse yapabildiği şeyin hayalini kurmaz oysa zengin olmak imkansız değildir oysa en basit eylem olan yürümek bazen imkansız olabiliyor...
    Umarım tüm karamsarlığa düşenler bahçesinde bir gül olarak açarsınız...
    Saygı ve sevgilerimle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yürekli Aslan, çok teşekkür ederim bu kıymetli yorum için. Kısa filminle benzer bir ana-fikre sahip bu öykü sanırım. Seninle gurur duydum. Ben de seni tebrik ederim

      Sil
  14. Ne çok severim mahalle yaşamını. Çok güzel anlatmışsınız, her sahnesini yaşadım çocukluğumdan gelen.Bizler sokaklarda komşu teyzelerin salçalı ekmekleriyle top oynayan çocuklardır, eve giriş saati babanın eve dönme saatiydi. Ben de " Biz Olmak" yazımda temas etmiştim mahalleli olmanın güzelliğine. Yorumlarınızı merak ettiğim için aşağıda linkini paylaşmak istiyorum. Emeğinize sağlık, içim ısındı.

    http://egeninikiyakasi.blogspot.com/2016/12/biz-olmak.html

    YanıtlaSil
  15. Çok teşekkür ederim yorumunuz için. Yazınızı beğenerek okudum ve yorumladım. Kaleminize, yüreğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  16. Hikaye harika ötesi...
    Bir gül kadar narin, zarif ve güzel bir yaşamınız olsun.
    Blog sayfanız inanılmaz güzel.
    Hemen takibe aldım, sevgiyle... =)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Melissa'cığım, hoşgeldin.
      Bloguna uğradım, hayırlı olsun. Sıcak yorumun için çok teşekkür ederim.

      Selamlar :))

      Sil
  17. Ayy Yıldız ne güzel bir öykü. Çok sevdimm

    YanıtlaSil
  18. Kitap kurtları beğeniyorsa ne mutlu bana o zaman. Teşekkür ederim cannnn :))

    YanıtlaSil
  19. ayyyyy yaz böyle şeyler işteeee sıcacıktııııı :)

    YanıtlaSil
  20. Yüreğinize sağlık hocam, ne güzel anlatmışsınız :)

    YanıtlaSil
  21. Bu kısa öykü gününüzü gül bahçesine dönüştürsün inşallah :)

    YanıtlaSil
  22. Okurken insanın içini ısıtıyor..Özellikle son paragraf.

    YanıtlaSil
  23. Güzel ve içten bir öykü, ellerine sağlık =)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler ederim, hoşgeldinnn. Ben de takipteyim :))

      Sil
  24. Ne kadar güzel ve içten bir öykü bu:) Betimlemeler, cümleler, olayların gidişatı ve sondaki buruk sürpriz.. Tek kelimeyle harika. Ellerine sağlık Yıldızcım :)

    YanıtlaSil
  25. Uzun zamandır öykü okumuyordum :) betimlemeleriniz muazzam kaleminize kuvvet olsun :) sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Ziyaret ve bu güzel yorum beni mutlu etti. Takipteyim ben de:))

      Sil
  26. Kalemine yuregine saglik canim.Yazinin guzelligi betimlemelerin harika olmus.
    Tebrik ederim💕😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim İnci'ciğim. Sevgi ve selamlarımla :))

      Sil
  27. Yeni yazı var mı diye uğramışken, sevgilerimi bıraktım. :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım ablacığım ne kadar da zarifsin. Çok teşekkür ederim. Bu aralar olağanüstü bir trafiğin içindeyim. İnşallah en yakın zamanda güzel paylaşımlarda buluşmak dileğiyle :))

      Kocaman sevgi ve selamlarımla :))

      Sil
  28. Çok tatlı bir hikayeydi. Çok teşekkürler. Günün güzel geçsin canım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağolasın Beyda'cığım. Senin de öyle günün, haftan, yılın, ayın ömrün çok ama çok güzel geçsin inşallah :))

      Sil
  29. Anlatımda nasıl başarılı olunur, cevabı burada. Su gibi aktı gitti, bir hoş, bir garip oldum... Harikaaa!

    YanıtlaSil
  30. Canııımmm, çok teşekkür ederim :))

    Sevgilerrrrr :))

    YanıtlaSil
  31. Finali yaraladı. Dilerim hiç bir çocuk bu durumla karşı karşıya gelmez.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayatın içinde yaralar da var yaralılar da maalesef. Ama dediğin gibi hiçbir çocuk böyle büyük trajedilere maruz kalmasın inşallah Cem. Öyküsü bile sarsıcı zira.

      Sil
  32. hadiii son yazımı okuuuu ve berline gidip yorum yap, sen de yazcan yaaa öykünün devamınıı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Büyük bir zevkle Deepcannn. Teşekkür ederim :))

      Sil
  33. Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Sibella'cığım. İsmini sevdim. Beni izlemeye devam et, sana tatlı bir sürprizim olabilir :))

      Sil
  34. Öykünüz çok güzel olmuş. Bir kaç defa okudum. İnsanın umudu artıyor.En çok da şu cümleyi sevdim: "evin her yeri çarşaftakinden de güzel bir gül bahçesine dönüştü"

    YanıtlaSil
  35. Çok teşekkür ederim hem ziyaret hem de bu güzel yorum için. Öykümün beğeni görmesi ve bunun dile getirilmesi beni gerçekten mutlu ediyor.

    İçinde bulunduğun her ortam güzel bir gül bahçesine dönüşsün inşallah. Sevgilerimle :))

    YanıtlaSil
  36. Betimlemeler çok güzel. Sonu ise insanı hem duygulandırıyor hem de şaşırtıyor. Emeğinize sağlık. Çok güzel bir öykü :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çokkkkk teşekkür ederim İbrahim. 🙏😊🤚🤚

      Sil
  37. Öykünün ana temasının final cümlelerinde saklanması anlatımını her zaman çok sevmişimdir. Okur, öykünün gidişatı ile ilgili kafasında kurgu yaparken final cümlesi ile dağılır, bir garip olur. Öykünün kahramanının protez bacak beklemesi finali çokça dramatize etmiş. Çok etkilendim.
    Kutlarım nefis bir anlatım olmuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çokkkkk teşekkür ederim Taner Bey. Hoşgeldiniz bloguma. Severek yazdığım öykülerimden biri. Beğenmenize sevindim. Selamlar 😊🤚

      Sil
Yorum Gönder
Üst