YOK CANIM, NE AĞRISI !

36

Ağrı Eşiğimiz
Merhabalaaaar,

Geçen akşam kız kıza toplandık laflıyorduk. Kız kıza dediysem yani biyolojik yaşları kırk ve üzeri olan hatun kişiler.

Eğer dört beş kadın bir araya geldiğinizde ilk ve en uzun sohbet konunuz nörolojik, siyatik, genetik vb. sağlık sorunları ise yaşınız kemale ermiş ya da ermek üzere demektir. “Dante gibi (ileri) ortasındasınızdır ömrünüzün.”

Kızlardan biri bel ağrısından mustaripmiş meğer. Epeyce zaman desteksiz oturamamış, yatamamış, kalkamamış. Ayakta uzun süre kalamamış. Velhasıl çok çile çekmiş, çok canı yanmış ta ki ameliyat masasına yatıncaya kadar. Neyse şimdi gayet iyi, şükür. Anlatırken onunla empati kurdum. Haline üzüldüm. “Tahammül sınırın, ağrı eşiğin ne kadar da yüksekmiş. Neden bu kadar harap ettin kendini? Neden bu kadar geciktin ki ameliyat için?” dedim. O sırada yanı başımda oturan sohbeti hoş bir diğer arkadaşım atıldı;

“Biz çoğu kadın ağrı bizi neredeyse hastanelik edinceye kadar direnip,  işimize devam etmiyor muyuz sanki?”  Mesela ben; migrenim tutup da midem bulandığında lavobaya koşup, kusup tekrar mutfaktaki işimin başına geri dönerim” dedi, gülüşmeler eşliğinde.

Düşündüm de çoğu kadının hele bir de çalışıyorsa ayılıp bayılacak, nazlanıp yatacak, kendine acıyacak vakti bile yok. O an burnundan, kulaklarından lavlar püskürse, tansiyonu çıksa/düşse, her yerinden S.O.S’ler verse hedefe kitlenmiş robot misali yapması gereken her neyse bir an önce onu yapıp bitirme derdinde, telaşesinde.

İş-güç, ağrı eşiği, çalışan kadın

Bilmem yanılıyor muyum ama özellikle eski jenerasyona; “öyle her şeye mızmızlanmamaları, zayıflıklarını teşhir etmemeleri, herkesin yanında ağlamamaları, acı karşısında diz çökmemeleri, yardıma muhtaç algısı oluşturmamaları gerektiği işlendi sanki. Hal böyle olunca da herkes her şeyi kendi içinde yaşadı. Süreçle beraber dışlanma, ayıplanma, yaftalanma korkusu ve büyüklerin nasihatlerine itaat etme çabası birbirini destekledi. Yaralar, acılar, ağrılar zaman merhemi ile birlikte kendi kendini pansuman etmek zorunda kaldı. Kendimizi yine kendi kollarımızla sarıp sarmaladık. “Bu da geçecek elbet” diye avunup durduk. Tahammül sınırlarımızı zorladıkça zorladık. Acı, ağrı, sızı eşiğimizi, bilinçaltına işlenmiş kodlarla farkına varmadan anbean, günbegün yükselttik. Hâlbuki sıkıntıyı paylaşmanın, çare aramanın,  zayıflık değil, sağaltıcı ve özgürleştirici bir hesaplaşma biçimi olduğunu görebilmeliydik. Kaldı ki uzmanlar, ağrıların, vücudumuza daha fazla zarar vermemizi önleyen bir uyarıcı olduğunu söylüyorlar. Benzer şekilde stres de öyle. Örneğin ağır iş koşulları vb. sorunlar uzun süre devam ederse yaşadığımız yoğun stres, “hasta olabilirsin” mesajı taşımakta. Tedavi edilmeyen ve baskılanan ruhsal sıkıntılar ciddi patolojik hastalıklara evrilebilmekte. “Bedenimizde görülen bazı hastalıklar, ruhlarımızda saklanan hastalıkların küçük parçalarıdır” demiş ünlü yazar Nathaniel Hawthorne. Alman doktor, filozof, müzisyen,  hayvansever ve anti-nükleer aktivist Albert Schweitzer ise “mutluluk; iyi bir sağlık ve kötü bir hafızadan başka bir şey değildir” demiş.


Mutlu ve sağlıklı olmak istiyorsak o halde, yapacaklarımız belli;

Günlük aktivitelerimizi güçleştirip, hareket kabiliyetimizi azaltmakta ve yaşam kalitiemizi bozmakta olan ağrılarımıza kulak vereceğiz,

Uzun süre yoğun stres altında kalmayacağız,

Ağrıyı, acıyı, derdi, kederi sağlatacağız.

Tatsızlıkları unutmaya çalışacağız

Ve sizin bu listeye ekleyeceklerinizi dikkate alacağız



Sağlıklı ve mutlu günler dilerim efendim…


Yıldız


Küçük Dünya;  "Önce Ben" demeliyiz diyor.

aaa; "Aksini yaparsak vicdan azabı duyuyoruz" diyor

Kaystros Tyrha' nın eşi de ağrılara meydan okuyanlardan.

Beyaz Yaka'lı; "ağrıları azaltmanın en etkili yolu egzersiz ve spor"  diyor.

Kelebek Etkisi; "kafaya takmamayı öğrenmeliyiz" diyor.

fatmauzmez; "haklısın" diyor :))

Handan: "İşlerin yarım kalması bizi ağrıdan daha çok rahatsız ediyor" diyor

Duo Diyet: "Sorumluluklarımız, sağlığımızdan bir adım önde her zaman, son kısımdaki önerilere dikkat"diyor. 

Camgüzeli; "Hayır demeyi öğrenelim!" diyor.

Sakura; "İşler beklesin" diyor

Tesrpabuclar; "Ruhumuzu besleyelim, kendimiz sevelim" diyor.

Beyda'nın Kitaplığı; "Rabbim korusun" diyor

Deeptone; "Helikopter anneler" diyor

Yorum Gönder

36 Yorumlar
  1. Benim annem de sizin gibi en son doktora gidenlerden
    O listeye "önce ben " demeyi de ekleyelim çünkü anneler en sona kendilerini bırakmayı sever.

    YanıtlaSil
  2. Önerini derhal ekliyorum, teşekkür ederiiimmm :))

    YanıtlaSil
  3. Bizler o son fedakar kuşak olarak, artık iyice yaşlanan ebeveynlerimizin tüm ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıp, bir taraftan da evlatlarının ve torunlarının her işine koşarak, kendimizi her zaman 5., 10. sıraya koyup ya da sıraya bile koymayıp kendi istek ve ihtiyaçlarımızı göz ardı ediyoruz. Ama bu artık genlerimize işlemiş, aksini yapamıyoruz, yaparsak da vicdan azabından ölüyoruz
    Çenebaz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle bir sarmalın içindeyiz sanki :))

      Sil
  4. Yazınızı okurken eşimi düşündüm. Takâtsız kalana, ağrıları dayanılmaz boyuta gelene kadar oturduğu vaki değildir. Her zaman uğraşacak bir şey bulur, enerjik, ruhu genç. Fakat bünye buna müsaade etmiyor işte. Ağrıları biraz dindiğinde büyük bir enerjiyle fırlıyor yerinden yeni bir işe. Kimseyi dinlemiyor, ben böyle mutlu oluyorum diyor:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Demek çalışmak, üretmek ona kendini iyi hissettiriyor, o öyle mutlu oluyor. Kalınız sağlıcakla...

      Sil
  5. Ağrıları azaltmanın en etkili yolu egzersiz ve spor. Vücut enerji harcadıkça kendine geliyor. Valla biz 30+ (ben 30 sonrasını 30+ olarak sabitledim) erkeklerin de benzer sohbetleri oluyor.

    YanıtlaSil
  6. Aslında kafaya takmama sanatını öğrenmek bir çok şeyi çözümler. Canımsın benim.

    YanıtlaSil
  7. Bu işin en büyük sırlarından biri bu bence de :))

    Sen de benim canımsın :))

    YanıtlaSil
  8. ayyyy ne kadar haklısın yaş 40'ı bulunca nedense muhabbet sağlığa,çocukların sınavına ve hatta bazılarımız için menapoza bile uzanıyor:)))))

    YanıtlaSil
  9. Biz yapmazsak kimsenin yapacağı olmadığından bırakmak yerine aradan çıksın moduna giriyoruz. O anda evdeki o işin yarım kalması bizi ağrıdan çok rahatsız ediyor :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle bu duygu birçoğumuzda var bence de Handan.

      Sil
  10. Sağlık çok önemli ya, ama sorumluluklarımız bi adım önde her zaman. Son raddeye gelinceye kadar direniyoruz, insanımızın mayasında var sanki. Mutluluğun şifresi ise son kısımdaki önerilerinde, çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
  11. Hah ha... eskiden kızlar hastalıktan şikayet ederse "hastalıklı bu kız" diye kimse istemeye gelmez evde kalırlarmış :)) Kolaysa hastayım desinler :)
    Ben de bir şey ekleyeyim "hayır demeyi öğrenelim derim :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kolaysa şikayet et değil mi? Öyleydi gerçekten :))

      Sil
  12. Ben nedense bu anlattıklarının tam tersiyim. Canım tatlı galiba :D Zora pek gelemem, işler beklesin biraz :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En iyisini yapıyorsun, kutlarım seni :))

      Sil
  13. ruhumuzu beslemeliyiz,kendimii sevmeyi ihmal etmemeliyiz

    YanıtlaSil
  14. Bende öyleyim. Son ana kadar dr.gitmem. Zira senelerdir hastanelerde olunca insan gitmek de istemiyor. Rabbim beterinden korusun.

    YanıtlaSil
  15. vatansever cefakar türk kadınlarııııı kikiki helikopter anneleeer :)

    YanıtlaSil
  16. anaların hepsi atom karınca :)

    YanıtlaSil
  17. Olur olur öle arada ağrı sancı sıkıntı keder insanız sonuçta ama bence de aşırı mız mız olmamakta gerek ya çözüm neyse o yola gidilmeli genç kızlarımıza geçmiş olsun

    YanıtlaSil
  18. Kendimize çok yükleniyoruz bence, her şey mükemmel olsun ,yerli yerinde olsun, onu da bitireyim bunu da halledeyim derken bir bakıyoruz bedenimizi unutmuşuz ..
    Sonra bir bakıyoruz oramız buramız ağrıyor, beden beni hatırla mesajı veriyor..
    Daha çok kendimizin ve bedenimizin farkında olmalıyız bence..
    Güzel bir yazıydı Yıldızcım :)

    YanıtlaSil
  19. Maalesef öyleyiz. Hasta da olsak aile ve işler önde geliyor.

    YanıtlaSil
  20. Benim canım çok tatlıdır, mızmızlanırım, hemen hastaneye giderim yada ağrı kesici alıp yatarım mesela şimdi olduğu gibi :D

    YanıtlaSil
  21. Yine çok güzel bir yazı olmuş Yıldız. Çok çok önemli tespitler 👍 Küçük bir önerim olacak: Bence daha fazla paragraf yapsan okuması daha zevkli olur gibi 🙂

    YanıtlaSil
  22. Çokkkkk teşekkür ederim Cem. Önerini dikkate alacağım 😊🤚

    YanıtlaSil
  23. Bu kadar derdi olan varsa geçmiş olsun demek düşer

    YanıtlaSil
  24. Neryi düşünürsen orası ağrıyor 40 dan sonra :)

    YanıtlaSil
Yorum Gönder
Üst