TUNA NEHRİ - ÖYKÜ

59
TUNA NEHRİ ÖYKÜSÜ

Merhabalar,

Anne Bebek Dergisi'ndeki Tuna Nehri isimli öykümü paylaşma sözü vermiştim ya hani size. Bugün onu hazırlayayım istedim. 

Bu yazı, çocukluğun nasıl bir his olduğunu zaman zaman unutan biz yetişkinlere küçük bir hatırlatma mahiyetinde. Ayrıca metindeki etkinliği çocuklarınıza, torunlarınıza uygulayıp eğlenceli bir etkileşime dönüştürebilir, belki dönütleri de burada bizimle paylaşırsınız.

Her ay düzenli olarak çıkan dergiyi; Turkcell Dergilik, dMags ve Dijitalbasın" platformları üzerinden indirip sevgili blogdaşımız Sevil'imizin (Düş Tasarımcısı) paylaşımlarına ve faydalı, pek çok bilgiye ulaşabilirsiniz.

 İyi okumalar, hayırlı ramazanlar diliyorum hepinize.

 Yıldızlı Sevgilerimle…

TUNA NEHRİ

Merhaba. Benim adım Tuna. Henüz ilköğretim öğrencisiyim. Okulumu, öğretmenlerimi, arkadaşlarımı çok seviyorum. Ödevlerimi hiç ihmal etmiyorum ve genellikle kendim yapıyorum. Zorlandığımda annemden, babamdan, bazen de ablam Nehir’den yardım alıyorum. “Ablamla ismimizdeki uyum mu?” Evet, doğru bildiniz, bizimkiler Tuna Nehri kıyısında tanışmışlar.

Bugünkü ödevim her zamankinden biraz daha farklı. Zor değil, ama kolay da değil, ayrıca anne ve babamın yardımını almadan yapmam gerekiyor. Biliyorum ödevimin ne olduğunu merak ettiniz. O halde öğretmenimin dediklerine kulak vermeye ne dersiniz?

- Biliyor musunuz çocuklar, yetişkinler zaman içinde çocukluğun nasıl bir şey olduğunu unutabiliyorlar. Bazen onlara bu güzel hissi hatırlatmak gerekiyor. O yüzden de sizden anne, babalarınıza, aile büyüklerinize bir mektup yazmanızı rica ediyorum. Onlara bir çocuk, bir evlat olarak söylemek istediklerinizi, hoşunuza giden, sizi sevindiren, sizi üzen, sizi kaygılandıran şeylerin neler olduğunu, onlardan nasıl bir yaklaşım beklediğinizi içinizden geldiği gibi anlatmanızı istiyorum.

Bunun üzerine ‘anne babama neler söylemek isterim’ diye düşünmeye başladım. Aklıma pek çok şey geldi. Ama bunları kâğıda düzgünce nasıl aktarabileceğimden emin değildim. O yüzden de yaşı itibarıyla ergenlikle çocukluk arasında kalan, aslına bakarsanız benden biraz daha karmaşık bir süreç yaşayan Nehir ablamın yardımına başvurdum. Ne de olsa benim geçtiğim yollardan geçmişti ve ifade yeteneği benden çok daha iyiydi. Henüz kullanmadığım ajandamı ona hediye edeceğimi söyleyince ödevime yardım etme konusunda hemen ikna oldu. Birlikte iyi bir ekip olduk. Ben ona aklımdakileri gelişi güzel aktarırken o da elinde kalemiyle dediklerimi misinaya inci dizer gibi tane tane sıralıyor, daha anlaşılır bir hale getiriyordu. “İşe teşekkür cümleleri ile başlamalıyız abla” dediğimde, nezaketime hayretle baktı. Onun bu şaşkınlığı karşısında “Sanırım ablama karşı biraz daha centilmen tavırlar sergilemeliyim” diye düşündüm.

Canım annem, canım babam, bu size yazdığım ilk uzun mektup. Daha önce “Anneciğim mısır patlatır mısın? Birlikte kurabiye yapabilir miyiz? Babacığım arabacılık oynayabilir miyiz? Bu gece sizin yatakta uyuyabilir miyim?” gibi kâğıttan uçağımın içine yazıp size doğru uçurduğum, uzaktan kumandalı arabaya yapıştırıp üzerinize üzerinize sürdüğüm, her yerini kalplerle doldurduğum pek çok kısa mesajım oldu. Ama bu kez durum farklı, bu size yazdığım ilk özel, ilk uzun mektup. Umarım hislerimi anlar, bana hak verirsiniz. Evet, sanırım hak verirsiniz. Hatta bence annem bu mektubu çerçeveletip duvara bile asabilir.

Öncelikle sizi ne kadar çok sevdiğimi bilmenizi istiyorum. Sizin de beni çok sevdiğinizi biliyorum. Yeri gelmişken etrafımızdaki pek çok yetişkinin “En çok kimi seviyorsun? Anneni mi babanı mı?” diye sormalarına bir türlü anlam veremediğimi belirtmek istiyorum. “Böyle bir ayrım yapmalı mıyım?” diye kafam karışıyor. Oysaki benim sevgim eşit ve herkese yetecek kadar çok.

Anneciğim ve babacığım, bazen duygularımı açık bir şekilde ifade edemediğimin farkındayım. İçimden çok şey söylemek geçse de; tırt bir (kırk bir), tırt iki, tırt üç diye saydığım günler çok gerilerde kalsa da kelime dağarcığım, ifade yeteneğim henüz yeterince gelişmedi. “Kelimelerin yetmediği yerde anlatmak istediklerimi gözlerimle, mimiklerimle, bazen de hırçın tavırlarımla gösteriyorum. Dolayısıyla da zaman zaman yanlış anlaşılıyorum. Bu konuda bana biraz daha yardımcı olmanızı, bana biraz daha sabır, anlayış göstermenizi bekliyorum. 

Benim çocuk kalbim çok ürkek, çok kırılgan. Yükselen seslerden irkiliyorum. Ortada tartışılan bir problem varsa eğer onun tek sebebi kendimmişim gibi hissediyorum. Benim dışımda olan ve çözüme kavuşması gereken konuları kendi aranızda halledebileceğinizi düşünüyorum. Örneğin ben ablamın bütün kodlarını çözdüm. Onun neye kızıp neye sevineceğini biliyorum. Eşyalarına izinsiz dokunmadığım sürece, kedisi Akmam’a gösterdiği sevginin daha fazlasını benden esirgemediği sürece aramızda pek problem çıkmıyor. Bu arada bana almaya söz verdiğiniz papağanı alacağınız günü iple çekiyorum. Bunun için koştuğunuz tek şartı da kabul ediyorum. Söz, adı "Diyor" olacak. Böylece o çok sevdiğiniz "Tuna nehri akmam diyor" türküsünün ilk dizesi, biz aile bireylerinin katkılarıyla harfiyen tamamlanacak.

Meğer size söyleyemem gereken ne çok şey biriktirmişim içimde. Mesela; siz arkadaşlarınızla sohbet ederken ısrarla “dersin başına oturmamı” söylediğinizde ders bana ‘yük’ gibi geliyor; “kitap oku” deyip kendiniz dakikalarca cep telefonlarınızla meşgul olduğunuzda kitap okumak bana ‘ceza’ gibi geliyor. “Hadi yat, uyu bakalım” deyip de kendiniz televizyon başında dakikalarca oturduğunuzda beni uyku tutmuyor. Bu konuların aylık olağan aile toplantımızda ele alınmasını öneriyorum. Toplantıda tartışılmasını istediğim bir diğer konu ise evimizin düzeni ile ilgili: Evimiz sürekli derli toplu olmasa, arada bir dağılsa, oyuncaklarım yerlere saçılsa hatta bazen bozulsa, kazara düşüp kırılsa çok fazla önemsememenizi istiyorum. Zaman zaman da olsa dağınıklığın içerisindeki özgürlüğü, düzenin içindeki disipline tercih edebiliriz diye düşünüyorum. Sanırım ablam ve kedimiz Akmam da benimle aynı fikirde.

Beni sevdiğinizi biliyorum. Sarılıyorsunuz, şefkat gösteriyorsunuz. Bana sevgiyle bakıyorsunuz. Ama ben bununla yetinmek istemiyorum. Beni sevdiğinizi ılık nefesinizden, güven veren sesinizden duymak, özümde hissetmek istiyorum. Keşke bana, beni sevdiğinizi daha sık söyleseniz. Tıpkı sizin de gıptayla izlediğiniz filmlerin, kendinizi özdeşleştirdiğiniz başkarakterlerin ağzından her zaman duymak istediğiniz gibi…

Bazen her öğrettiğinizi sizin kadar mükemmel yapamıyor olabilirim. Size hissettirmesem de bu durum bana kendimi kötü hissettiriyor. Evet, arkamda gözüm yok ama önümde delil çok. Keşke katladığım kıyafetlerimi, topladığım yatağımı, rafa sıraladığım kitaplarımı gizlice düzeltmeseniz, temizlemek gailesi ile kanepenin altına ittirdiğim kırıntıları birkaç seferliğine de olsa görmezden gelseniz.

Bu arada size bazı sorularım, bazı tekliflerim olacak: 

Sohbetlerimizi; uyulması gereken kurallar, yapılması gereken işler, hatırlatılması gereken ödevlerle sınırlamamaya, kavga etmişsem nasihate başlamadan önce beni dinlemeye, benimle birlikte ara ara çocukluğunuza dönmeye ne dersiniz? Özüm karanfil çiçeği ise beni çiğdem bitkisine dönüştürmemeye, baskıyla değil sevgiyle muamele etmeye, berrak bir su gibi akıp coşmama, gürül gürül çağıldamama izin verir misiniz? Ön-ergen triplerimle baş etmeye, değişen dönüşen, devinen duygularıma saygı duyup sabır göstermeye hazır mısınız? Yeteneklerimi keşfetmeme, bilmediklerimi kendi deneyimlerimle öğrenmeme, sizin değil kendi hayallerimin peşinden gitmeme, zaman zaman hata yapmama, zaman zaman da icat çıkarmama müsaade eder misiniz? Yadırgamadan, yargılamadan gizemli yolculuğuma, uçsuz bucaksız hayal dünyama, umut dolu yarınlarıma, sevgi ve şefkatle eşlik etmeye, beni sonsuza dek koşulsuzca sevmeye söz  verir misiniz? Kim bilir belki benim de size öğretecek bir şeylerim vardır güzel ailem ha, ne dersiniz?

Yorum Gönder

59 Yorumlar
  1. İlkayım sen de benim günümü güzelleştirdin bu sıcacık yorumunla🙏🌺😍. Kaliteli bir okuma yaptığın için çok teşekkür ederim sana. Öpüyorum sevgiyle 😍😍🌺🌺🎈🎈🤚🤚

    YanıtlaSil
  2. Ders gibi okutulacak bir öykü olmuş :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler Handan, 🙏😍🌺😊🤚

      Sil
  3. Böylesi bir aile olma umudum.
    Inşaallah oluruz. İnşaallah.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eminim öylesinizdir, hatta daha iyisi😊🌺🤚

      Sil
  4. İlkokul 4e giden bir oğlum var :-)) Bu sebeple yazı belki de bana diğer arkadaşlara göre, en azından şu an için biraz daha anlamlı geliyor �� Bazı yerler gerçekten üzerinde durup, tekrar düşünmeyi gerektiren hassas noktalara işaret etmesi açısından çok değerli ve faydalı bir yazı oldu benim için �� Teşekkürler böyle güzel bir paylaşım için, diğer yazacağınız yazıları da merakla bekliyor olacağım ��

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Sezgin Bey, faydalı olmuşsa ne mutlu bana. Evladınızı Allah bağışlasın🙏. Bilinçli bir ailesi olduğu için çok şanslı bence😊🤚

      Sil
  5. Kaleminize sağlık. Güzel bir ayna tutmuş hikaye. Mektup fikri çok hoş.Büyükler de denemeli bence .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler ederim 🙏. Evet her yaşa uyarlanabilir aslında, doğru söylüyorsun Vakt-i Dem. Kal sağlıcakla 😊🤚

      Sil
  6. İçimizdeki çocuğa dönüp dışımızdaki çocukların hissettiklerini anlayabilmek adına güzel bir yöntem mektup yazmak...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzel bir yorum. Tam da bunu aktarmak istemiştim. Çok teşekkürler. Hayırlı ramazanlar 😊🤚

      Sil
  7. Ebeveyn eğitimlerine sıkça katılmış biri olarak bu etkinliği bizler 40 lı yaşlarımızda ailemize hazırladık(okumayacaklarını bile bile kırgınlıklarımızı beklentilerimizi vs yazdık daha çok belki de iç döktük) ve kendimiz okurken çocuklarımıza yaptığımız eksiklikleri daha net görmeye başladık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel bir eğitimmiş Lerzancığım. Bize ve yakınlarımıza ayna tutan, ilişkilere sağlıklı bir şekilde yön veren etkinliklere ihtiyaç oluyor bazen. Çok teşekkürler bu güzel katkı için
      Sevgiler selamlar, hayırlı ramazanlar 😊🌺🤚

      Sil
  8. Ne kadar değerli bir öykü/yazı <3 Hepimiz çocuk olduk ve nedense o yılları unuttuk. Çocukluk nasıldı, nelere ihtiyaç duyardı, ne isterdi, nasıl düşünürdü?? Unuttuğumuz anda da iki nesil arasında kopukluklara mahkum bir ilişki meydana geliyor. Çok derin bir yazı. (öykü diyemiyorum çünkü çok gerçek) "tırtbir, tırtiki" lere bayıldım. Eline sağlık Yıldız <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim bu güzel yorum için Momentos 😊🙏🌺🤚

      Sil
  9. Rolleri değişip bir kaç saat geçirirdik çocuklar küçükken.Mektup kadar derin ve güzel anlatımlar içermese de bir çok şeyi anlamak içinyardımcıoluyordu doğrusu :-)

    Güzel bir öykü olmuş, güzel anımsatmaları olan bir öykü.

    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim ziyaret in ve kıymetli yorumun için Mai. 😊🤚

      Sil
  10. Ne güzel bir öykü. İlgiyle okudum. Çocuk söylediklerinde haklı. Aileler geçmişini, çocukluğunu hiç düşünmüyor sanırım. Ben de anneni mi babanı mı daha çok seviyorsun, hangi halanı daha çok seviyorsun gibi sorulardan nefret ederdim. Akrabalar da inadına hep sorardı. Kendimi baskı altında hisseder, sinir olurdum. Saçma şeylere takılıp kalıyor ve bunu da komik buluyor büyükler.
    Büyüklerin okuması ve çocukluktaki sıkıntılarını hatırlaması gereken bir öykü. Kalemine sağlık, çok beğendim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çokkkkk teşekkür ederim Duygu, sağolasın. Sevgilerimle 😊🌺🤚

      Sil
  11. çok çok güzel bir hikaye ana babaların okuması gereken bir anlatım olmuş
    yüreğine sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çokkkkk teşekkür ederim 🙏😊🌺🤚

      Sil
  12. ben dergide de okudum turkcell dergilik sayesinde... Yine söylüyorum favori karakterim abla defteri kaptı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Abla kaptı güzelim ajandayı Sevim 🤩🌺🤚

      Sil
  13. son paragrafı hangi çocuk istemez ya bizim ülkede :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keşke yurdun her bir köşesindeki bütün çocuklarımız güzel muameleler görse, çocukluklarını doya doya yaşasalar. 🙏🌺

      Sil
  14. Gülümsetti teşekkürler.

    YanıtlaSil
  15. Son kısmı çok iyiydi. çocukları terbiye edeceğiz diye onları olmaları gereken şeyden ne kadar uzaklaştırıyoruz :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef yanlış tutum kurbanı olan pek çok çocuğumuz var. Ailelere büyük sorumluluklar düşüyor. Çok teşekkür ederim ziyaret ve yorum için. Sevgiler 😊🤚

      Sil
  16. Hikaye işini biliyorsun Yıldız. Ve yazıyorsun vesselam :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağolasın Cem, inşallah dediğin gibidir🙏😊🙃😇🤚

      Sil
  17. Çok güzel ders dolu çocukluk dolu bir hikaye :) hem de akıcı .
    Tebrik ederim . Ellerinize sağlık. İsimlerdiki uyum:) güzel

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğenmene sevindim. Çok teşekkür ederim. 😊🤚

      Sil
    2. Arada gelip bloğunuzu kontrol ediyorum yeni bir şey var mı diye :))
      yokmuş bu sefer elim boş dönmeyeyim diye bu yorumu yaptım :))

      Sil
    3. Bu yazının ziyaretçisi çok oldu. Hala ilk günkü paylaşım gibi trafik alıyor. Ben de tembellik yapıp tadını çıkarayım dedim biraz. Çok teşekkür ederim ziyaret ve yorum için😊🤚

      Sil
  18. Çok güzel bir öykü olmuş. Öykünün sonu hiç gelmesin istedim. Yüzümde kocaman bir gülümseme kalbimde o sıcacık sevgiyi o kadar iyi hissettim ki... Yarın gazetede! 💖👏🏼✨

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İremciğim ne güzel bir sürpriz, çok teşekkür ederim sana, mutlu ettin beni 🙏😍🌺🌺🤚

      Sil
  19. Güzel ve manidar bir hikaye, emeğinize sağlık, bizim toplumumuzda(genellemelerle konuşmayı sevmesem de bazen gerçekten gerekiyor) çocukların birey olma hakları yok çünkü ebeveynler olarak onları asla kendimize denk görmüyoruz, oysa kendimiz büyürken de aynı şeylerden şikayet ediyorduk, çok zor bir şey değil empati ama işte nedense hayatımızı zor yoldan yaşamayı/yaşatmayı tercih ediyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet çok zor bir şey değil empati yapmak. Şahit olduğumuz bazı durumlar karşısında "Sen hiç çocuk olmadın mı?" diye sorasımız geliyor zaman zaman, öyle değil mi?

      "Güçlü çocuklar yetiştirmek, sorunlu yetişkinleri onarmaktan daha kolaydır” diyor Frederick Douglas. Çok teşekkür ederim ziyaretiniz ve değerli katkınız için. Selamlar 😊🤚

      Sil
  20. Güzel hikaye. Sahur sonrası böyle kısa hikayeler okumak iyi geliyor.

    Selamlar..

    YanıtlaSil
  21. Harika bir öykü okurken bazı yerlerde gözüm doldu diyebilirim. Gerçekten çocuklardan öğreneceğimiz o kadar çok şey var ki. Onlarla daha fazla empati kurabilmemiz dileğiyle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Nil, uğramana sevindim, özlemişim seni 😊🌺🤚

      Sil
  22. Cocuk yetistiren bütün anne babalarin okumasi gereken,cok guzel bir oykü olmus.Kalemine,kelimelerine,yüregine saglik:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Gülten 😊🌺🤚

      Sil
  23. Çok beğendim, her ebeveynin kendinde bulabileceği pek çok içeriyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim ziyaret ve yorum için. Sevgiler selamlar 🙏😊🌺🤚

      Sil
  24. Öncelikle Tuna ismini çok severim,hikayedeki bu çocuk da çok şey söylemiş büyüklere.Onun dediklerine kulak vermek gerek.
    Teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Yurdagülcüğüm. Kendine iyi bak 😊🌺🤚

      Sil
  25. ne güzel hikaye bu çok da eğitici ve düşünülmesi gereken detaylar var yetişkinler tarafından :) biz de küçükken anneme mektup yazardık söyleyemediklerimizi söylemek için sonra buzdolabına yapıştırırdık bir de resmi bir evrakmış gibi altına imza atmaya çalışırdık onlar geldi aklıma :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 👍😊😊 Çok teşekkür ederim bu güzel yorum ve ziyaret için 😊🌺🤚

      Sil
  26. bu güzel paylaşımınız için teşekkür ederim. Bu tarz konulara değinmek çok önemli bazı yazılar umut kokar sizinki de öyle olmuş

    YanıtlaSil
  27. Çok güzeldii :) Tuna Nehri'nde tanıştıkları için iki kardeşe bu ismi vermek de ayrıca çok hoş bir ayrıntı olmuş. Emeğinize sağlık. Ayrıca tebrik ederim. 💐🙏🏻😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çokkkkk teşekkür ederim. Selamlar 😊🤚

      Sil
  28. Çok güzel ve anlamlı bir hikaye olmuş, emeğinize sağlık. Evlendikten sonra çocuk yetiştirme üzerine eşimle ara ara düşünürdük nasıl daha iyi birşeyler öğretip iyi bir aile olmak adına. Çok kısa sürede 2 ydik 5 olduk:) Rabbim sağlık ve huzur versin bazen işler planlandığı gibi gitmiyor:) Şuan çok zor bir ortamımız var, 4,5 - 2,5 ve 1 yaşlarında bizim prensesler. Eşim resmen kendini paralıyor, keza iş dışında bende öyle. Yemeleri içmeleri, bakımları, eğitimleri. Hepsi ilgi istiyor, kıskançlık had safhada. Ne yazık ki istemesekte bazen kayış kopuyor ortam bazen çok geriliyor ve bu çocuklara yansıyor. Çok üzülüyoruz ama elden de birşey gelmiyor:(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Gökhan Bey, evlatlarımız göz bebeklerimiz, en büyük zenginliğimiz, iyi ki varlar. Ama dediğiniz gibi bakımları, eğitimleri, özel ihtimam gerektiriyor. Yaşları yakınsa da sabır, kuvvet gerekiyor. Kovid sıkıntısı bakıcı problemini ve sürece katkı sağlayacak aile büyüklerinin desteğini de biraz sabote etti sanki. Büyüdüklerinde biraz daha rahat edeceksiniz fakat eminim ki küçüklük fotoğraflarına bakarken o günleri, o zahmetli yılları büyük bir özlemle anacaksınız. Onların narin dalları filizlendikçe, çiçek açtıkça, meyve yemiş verdikçe büyük bir mutluluk duyacak, o tatlı yorgunlukları tamamen unutacaksınız. Yaklaşımlarınıza, yorumlarınıza, fotoğraflarınıza bakılırsa siz o mutlu, güvenli, huzurlu ortamı yaratmışsınız zaten. Pekçok dominant hemcinslerinizin aksine aldığınız sorumluluklarla güzel ailenize, eşinize, çocuklarınıza sağladığınız katkıdan ve ilgiden dolayı sizi kutluyorum. Mutluluğunuz daim olsun inşallah 👏👏🧿🧿🙏🌺🤚

      Sil
  29. Canım dergide de okumuştum bu güzel yazını :)
    Çocukları daha çok dinlemeliyiz,onlara kulak vermeliyiz kesinlikle..Mükemmel olmaları yerine mutlu olmaları için çabalamalıyız bence de..
    Emeğine kalemine sağlık Sibelciğim :)

    YanıtlaSil
  30. Canımmm ne güzel özetlemişsin yazıyı bu güzel yorumunla. Çok teşekkür ederim. Sevgiler 😍🌺🤚

    YanıtlaSil
Yorum Gönder
Üst