Merhabalar,
Anne Bebek Dergisi'ndeki Tuna Nehri isimli öykümü paylaşma sözü vermiştim ya hani size. Bugün onu hazırlayayım istedim.
Bu yazı, çocukluğun nasıl bir his olduğunu zaman zaman unutan biz yetişkinlere küçük bir hatırlatma mahiyetinde. Ayrıca metindeki etkinliği çocuklarınıza, torunlarınıza uygulayıp eğlenceli bir etkileşime dönüştürebilir, belki dönütleri de burada bizimle paylaşırsınız.
Her ay düzenli olarak çıkan dergiyi; Turkcell Dergilik, dMags ve Dijitalbasın" platformları üzerinden indirip sevgili blogdaşımız Sevil'imizin (Düş Tasarımcısı) paylaşımlarına ve faydalı, pek çok bilgiye ulaşabilirsiniz.
İyi okumalar, hayırlı ramazanlar diliyorum hepinize.
Yıldızlı Sevgilerimle…
TUNA NEHRİ
Merhaba.
Benim adım Tuna. Henüz ilköğretim öğrencisiyim. Okulumu, öğretmenlerimi, arkadaşlarımı
çok seviyorum. Ödevlerimi hiç ihmal etmiyorum ve genellikle kendim yapıyorum.
Zorlandığımda annemden, babamdan, bazen de ablam Nehir’den yardım alıyorum.
“Ablamla ismimizdeki uyum mu?” Evet, doğru bildiniz, bizimkiler Tuna Nehri
kıyısında tanışmışlar.
Bugünkü
ödevim her zamankinden biraz daha farklı. Zor değil, ama kolay da değil, ayrıca
anne ve babamın yardımını almadan yapmam gerekiyor. Biliyorum ödevimin ne
olduğunu merak ettiniz. O halde öğretmenimin dediklerine kulak vermeye ne
dersiniz?
- Biliyor
musunuz çocuklar, yetişkinler zaman içinde çocukluğun nasıl bir şey olduğunu
unutabiliyorlar. Bazen onlara bu güzel hissi hatırlatmak gerekiyor. O yüzden de
sizden anne, babalarınıza, aile büyüklerinize bir mektup yazmanızı rica
ediyorum. Onlara bir çocuk, bir evlat olarak söylemek istediklerinizi, hoşunuza
giden, sizi sevindiren, sizi üzen, sizi kaygılandıran şeylerin neler olduğunu,
onlardan nasıl bir yaklaşım beklediğinizi içinizden geldiği gibi anlatmanızı
istiyorum.
Bunun
üzerine ‘anne babama neler söylemek isterim’ diye düşünmeye başladım. Aklıma
pek çok şey geldi. Ama bunları kâğıda düzgünce nasıl aktarabileceğimden emin
değildim. O yüzden de yaşı itibarıyla ergenlikle çocukluk arasında kalan,
aslına bakarsanız benden biraz daha karmaşık bir süreç yaşayan Nehir ablamın
yardımına başvurdum. Ne de olsa benim geçtiğim yollardan geçmişti ve ifade
yeteneği benden çok daha iyiydi. Henüz kullanmadığım ajandamı ona hediye
edeceğimi söyleyince ödevime yardım etme konusunda hemen ikna oldu. Birlikte
iyi bir ekip olduk. Ben ona aklımdakileri gelişi güzel aktarırken o da elinde
kalemiyle dediklerimi misinaya inci dizer gibi tane tane sıralıyor, daha
anlaşılır bir hale getiriyordu. “İşe teşekkür cümleleri ile başlamalıyız abla”
dediğimde, nezaketime hayretle baktı. Onun bu şaşkınlığı karşısında “Sanırım
ablama karşı biraz daha centilmen tavırlar sergilemeliyim” diye düşündüm.
Canım
annem, canım babam, bu size yazdığım ilk uzun mektup. Daha önce “Anneciğim
mısır patlatır mısın? Birlikte kurabiye yapabilir miyiz? Babacığım arabacılık
oynayabilir miyiz? Bu gece sizin yatakta uyuyabilir miyim?” gibi kâğıttan
uçağımın içine yazıp size doğru uçurduğum, uzaktan kumandalı arabaya yapıştırıp
üzerinize üzerinize sürdüğüm, her yerini kalplerle doldurduğum pek çok kısa
mesajım oldu. Ama bu kez durum farklı, bu size yazdığım ilk özel, ilk uzun
mektup. Umarım hislerimi anlar, bana hak verirsiniz. Evet, sanırım hak
verirsiniz. Hatta bence annem bu mektubu çerçeveletip duvara bile asabilir.
Öncelikle
sizi ne kadar çok sevdiğimi bilmenizi istiyorum. Sizin de beni çok sevdiğinizi
biliyorum. Yeri gelmişken etrafımızdaki pek çok yetişkinin “En çok kimi
seviyorsun? Anneni mi babanı mı?” diye sormalarına bir türlü anlam veremediğimi
belirtmek istiyorum. “Böyle bir ayrım yapmalı mıyım?” diye kafam karışıyor.
Oysaki benim sevgim eşit ve herkese yetecek kadar çok.
Anneciğim
ve babacığım, bazen duygularımı açık bir şekilde ifade edemediğimin
farkındayım. İçimden çok şey söylemek geçse de; tırt bir (kırk bir), tırt iki,
tırt üç diye saydığım günler çok gerilerde kalsa da kelime dağarcığım, ifade
yeteneğim henüz yeterince gelişmedi. “Kelimelerin yetmediği yerde anlatmak
istediklerimi gözlerimle, mimiklerimle, bazen de hırçın tavırlarımla gösteriyorum.
Dolayısıyla da zaman zaman yanlış anlaşılıyorum. Bu konuda bana biraz daha
yardımcı olmanızı, bana biraz daha sabır, anlayış göstermenizi
bekliyorum.
Benim
çocuk kalbim çok ürkek, çok kırılgan. Yükselen seslerden irkiliyorum. Ortada
tartışılan bir problem varsa eğer onun tek sebebi kendimmişim gibi
hissediyorum. Benim dışımda olan ve çözüme kavuşması gereken konuları kendi
aranızda halledebileceğinizi düşünüyorum. Örneğin ben ablamın bütün kodlarını
çözdüm. Onun neye kızıp neye sevineceğini biliyorum. Eşyalarına izinsiz
dokunmadığım sürece, kedisi Akmam’a gösterdiği sevginin daha fazlasını benden
esirgemediği sürece aramızda pek problem çıkmıyor. Bu arada bana almaya söz
verdiğiniz papağanı alacağınız günü iple çekiyorum. Bunun için koştuğunuz tek
şartı da kabul ediyorum. Söz, adı "Diyor" olacak. Böylece o çok
sevdiğiniz "Tuna nehri akmam diyor" türküsünün ilk dizesi, biz aile
bireylerinin katkılarıyla harfiyen tamamlanacak.
Meğer
size söyleyemem gereken ne çok şey biriktirmişim içimde. Mesela; siz
arkadaşlarınızla sohbet ederken ısrarla “dersin başına oturmamı” söylediğinizde
ders bana ‘yük’ gibi geliyor; “kitap oku” deyip kendiniz dakikalarca cep
telefonlarınızla meşgul olduğunuzda kitap okumak bana ‘ceza’ gibi geliyor.
“Hadi yat, uyu bakalım” deyip de kendiniz televizyon başında dakikalarca
oturduğunuzda beni uyku tutmuyor. Bu konuların aylık olağan aile toplantımızda
ele alınmasını öneriyorum. Toplantıda tartışılmasını istediğim bir diğer konu
ise evimizin düzeni ile ilgili: Evimiz sürekli derli toplu olmasa, arada bir
dağılsa, oyuncaklarım yerlere saçılsa hatta bazen bozulsa, kazara düşüp kırılsa
çok fazla önemsememenizi istiyorum. Zaman zaman da olsa dağınıklığın içerisindeki
özgürlüğü, düzenin içindeki disipline tercih edebiliriz diye düşünüyorum.
Sanırım ablam ve kedimiz Akmam da benimle aynı fikirde.
Beni
sevdiğinizi biliyorum. Sarılıyorsunuz, şefkat gösteriyorsunuz. Bana sevgiyle
bakıyorsunuz. Ama ben bununla yetinmek istemiyorum. Beni sevdiğinizi ılık
nefesinizden, güven veren sesinizden duymak, özümde hissetmek istiyorum. Keşke
bana, beni sevdiğinizi daha sık söyleseniz. Tıpkı sizin de gıptayla izlediğiniz
filmlerin, kendinizi özdeşleştirdiğiniz başkarakterlerin ağzından her zaman
duymak istediğiniz gibi…
Bazen her
öğrettiğinizi sizin kadar mükemmel yapamıyor olabilirim. Size hissettirmesem de
bu durum bana kendimi kötü hissettiriyor. Evet, arkamda gözüm yok ama önümde
delil çok. Keşke katladığım kıyafetlerimi, topladığım yatağımı, rafa
sıraladığım kitaplarımı gizlice düzeltmeseniz, temizlemek gailesi ile kanepenin
altına ittirdiğim kırıntıları birkaç seferliğine de olsa görmezden gelseniz.
Bu arada
size bazı sorularım, bazı tekliflerim olacak:
Sohbetlerimizi;
uyulması gereken kurallar, yapılması gereken işler, hatırlatılması gereken
ödevlerle sınırlamamaya, kavga etmişsem nasihate başlamadan önce beni
dinlemeye, benimle birlikte ara ara çocukluğunuza dönmeye ne dersiniz? Özüm
karanfil çiçeği ise beni çiğdem bitkisine dönüştürmemeye, baskıyla değil
sevgiyle muamele etmeye, berrak bir su gibi akıp coşmama, gürül gürül
çağıldamama izin verir misiniz? Ön-ergen triplerimle baş
etmeye, değişen dönüşen, devinen duygularıma saygı duyup sabır göstermeye
hazır mısınız? Yeteneklerimi keşfetmeme, bilmediklerimi kendi deneyimlerimle
öğrenmeme, sizin değil kendi hayallerimin peşinden gitmeme, zaman zaman hata
yapmama, zaman zaman da icat çıkarmama müsaade eder misiniz? Yadırgamadan,
yargılamadan gizemli yolculuğuma, uçsuz bucaksız hayal dünyama, umut dolu
yarınlarıma, sevgi ve şefkatle eşlik etmeye, beni sonsuza dek koşulsuzca
sevmeye söz verir misiniz? Kim bilir belki benim de size öğretecek
bir şeylerim vardır güzel ailem ha, ne dersiniz?
İlkayım sen de benim günümü güzelleştirdin bu sıcacık yorumunla🙏🌺😍. Kaliteli bir okuma yaptığın için çok teşekkür ederim sana. Öpüyorum sevgiyle 😍😍🌺🌺🎈🎈🤚🤚
YanıtlaSilDers gibi okutulacak bir öykü olmuş :)
YanıtlaSilTeşekkürler Handan, 🙏😍🌺😊🤚
SilBöylesi bir aile olma umudum.
YanıtlaSilInşaallah oluruz. İnşaallah.
Eminim öylesinizdir, hatta daha iyisi😊🌺🤚
Silİlkokul 4e giden bir oğlum var :-)) Bu sebeple yazı belki de bana diğer arkadaşlara göre, en azından şu an için biraz daha anlamlı geliyor �� Bazı yerler gerçekten üzerinde durup, tekrar düşünmeyi gerektiren hassas noktalara işaret etmesi açısından çok değerli ve faydalı bir yazı oldu benim için �� Teşekkürler böyle güzel bir paylaşım için, diğer yazacağınız yazıları da merakla bekliyor olacağım ��
YanıtlaSilTeşekkür ederim Sezgin Bey, faydalı olmuşsa ne mutlu bana. Evladınızı Allah bağışlasın🙏. Bilinçli bir ailesi olduğu için çok şanslı bence😊🤚
SilKaleminize sağlık. Güzel bir ayna tutmuş hikaye. Mektup fikri çok hoş.Büyükler de denemeli bence .
YanıtlaSilTeşekkürler ederim 🙏. Evet her yaşa uyarlanabilir aslında, doğru söylüyorsun Vakt-i Dem. Kal sağlıcakla 😊🤚
Silİçimizdeki çocuğa dönüp dışımızdaki çocukların hissettiklerini anlayabilmek adına güzel bir yöntem mektup yazmak...
YanıtlaSilÇok güzel bir yorum. Tam da bunu aktarmak istemiştim. Çok teşekkürler. Hayırlı ramazanlar 😊🤚
SilEbeveyn eğitimlerine sıkça katılmış biri olarak bu etkinliği bizler 40 lı yaşlarımızda ailemize hazırladık(okumayacaklarını bile bile kırgınlıklarımızı beklentilerimizi vs yazdık daha çok belki de iç döktük) ve kendimiz okurken çocuklarımıza yaptığımız eksiklikleri daha net görmeye başladık
YanıtlaSilNe güzel bir eğitimmiş Lerzancığım. Bize ve yakınlarımıza ayna tutan, ilişkilere sağlıklı bir şekilde yön veren etkinliklere ihtiyaç oluyor bazen. Çok teşekkürler bu güzel katkı için
SilSevgiler selamlar, hayırlı ramazanlar 😊🌺🤚
Ne kadar değerli bir öykü/yazı <3 Hepimiz çocuk olduk ve nedense o yılları unuttuk. Çocukluk nasıldı, nelere ihtiyaç duyardı, ne isterdi, nasıl düşünürdü?? Unuttuğumuz anda da iki nesil arasında kopukluklara mahkum bir ilişki meydana geliyor. Çok derin bir yazı. (öykü diyemiyorum çünkü çok gerçek) "tırtbir, tırtiki" lere bayıldım. Eline sağlık Yıldız <3
YanıtlaSilBen teşekkür ederim bu güzel yorum için Momentos 😊🙏🌺🤚
SilRolleri değişip bir kaç saat geçirirdik çocuklar küçükken.Mektup kadar derin ve güzel anlatımlar içermese de bir çok şeyi anlamak içinyardımcıoluyordu doğrusu :-)
YanıtlaSilGüzel bir öykü olmuş, güzel anımsatmaları olan bir öykü.
Sevgiler
Teşekkür ederim ziyaret in ve kıymetli yorumun için Mai. 😊🤚
SilNe güzel bir öykü. İlgiyle okudum. Çocuk söylediklerinde haklı. Aileler geçmişini, çocukluğunu hiç düşünmüyor sanırım. Ben de anneni mi babanı mı daha çok seviyorsun, hangi halanı daha çok seviyorsun gibi sorulardan nefret ederdim. Akrabalar da inadına hep sorardı. Kendimi baskı altında hisseder, sinir olurdum. Saçma şeylere takılıp kalıyor ve bunu da komik buluyor büyükler.
YanıtlaSilBüyüklerin okuması ve çocukluktaki sıkıntılarını hatırlaması gereken bir öykü. Kalemine sağlık, çok beğendim. :)
Çokkkkk teşekkür ederim Duygu, sağolasın. Sevgilerimle 😊🌺🤚
Silçok çok güzel bir hikaye ana babaların okuması gereken bir anlatım olmuş
YanıtlaSilyüreğine sağlık
Çokkkkk teşekkür ederim 🙏😊🌺🤚
Silben dergide de okudum turkcell dergilik sayesinde... Yine söylüyorum favori karakterim abla defteri kaptı :)
YanıtlaSilAbla kaptı güzelim ajandayı Sevim 🤩🌺🤚
Silson paragrafı hangi çocuk istemez ya bizim ülkede :)
YanıtlaSilKeşke yurdun her bir köşesindeki bütün çocuklarımız güzel muameleler görse, çocukluklarını doya doya yaşasalar. 🙏🌺
SilGülümsetti teşekkürler.
YanıtlaSilÇokkkkk teşekkürler😊🤚
SilSon kısmı çok iyiydi. çocukları terbiye edeceğiz diye onları olmaları gereken şeyden ne kadar uzaklaştırıyoruz :(
YanıtlaSilMaalesef yanlış tutum kurbanı olan pek çok çocuğumuz var. Ailelere büyük sorumluluklar düşüyor. Çok teşekkür ederim ziyaret ve yorum için. Sevgiler 😊🤚
SilHikaye işini biliyorsun Yıldız. Ve yazıyorsun vesselam :)
YanıtlaSilSağolasın Cem, inşallah dediğin gibidir🙏😊🙃😇🤚
SilÇok güzel ders dolu çocukluk dolu bir hikaye :) hem de akıcı .
YanıtlaSilTebrik ederim . Ellerinize sağlık. İsimlerdiki uyum:) güzel
Beğenmene sevindim. Çok teşekkür ederim. 😊🤚
SilArada gelip bloğunuzu kontrol ediyorum yeni bir şey var mı diye :))
Silyokmuş bu sefer elim boş dönmeyeyim diye bu yorumu yaptım :))
Bu yazının ziyaretçisi çok oldu. Hala ilk günkü paylaşım gibi trafik alıyor. Ben de tembellik yapıp tadını çıkarayım dedim biraz. Çok teşekkür ederim ziyaret ve yorum için😊🤚
SilÇok güzel bir öykü olmuş. Öykünün sonu hiç gelmesin istedim. Yüzümde kocaman bir gülümseme kalbimde o sıcacık sevgiyi o kadar iyi hissettim ki... Yarın gazetede! 💖👏🏼✨
YanıtlaSilİremciğim ne güzel bir sürpriz, çok teşekkür ederim sana, mutlu ettin beni 🙏😍🌺🌺🤚
SilGüzel ve manidar bir hikaye, emeğinize sağlık, bizim toplumumuzda(genellemelerle konuşmayı sevmesem de bazen gerçekten gerekiyor) çocukların birey olma hakları yok çünkü ebeveynler olarak onları asla kendimize denk görmüyoruz, oysa kendimiz büyürken de aynı şeylerden şikayet ediyorduk, çok zor bir şey değil empati ama işte nedense hayatımızı zor yoldan yaşamayı/yaşatmayı tercih ediyoruz.
YanıtlaSilEvet çok zor bir şey değil empati yapmak. Şahit olduğumuz bazı durumlar karşısında "Sen hiç çocuk olmadın mı?" diye sorasımız geliyor zaman zaman, öyle değil mi?
Sil"Güçlü çocuklar yetiştirmek, sorunlu yetişkinleri onarmaktan daha kolaydır” diyor Frederick Douglas. Çok teşekkür ederim ziyaretiniz ve değerli katkınız için. Selamlar 😊🤚
Güzel hikaye. Sahur sonrası böyle kısa hikayeler okumak iyi geliyor.
YanıtlaSilSelamlar..
Çok teşekkürler. Selamlar 😊🤚
SilHarika bir öykü okurken bazı yerlerde gözüm doldu diyebilirim. Gerçekten çocuklardan öğreneceğimiz o kadar çok şey var ki. Onlarla daha fazla empati kurabilmemiz dileğiyle.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Nil, uğramana sevindim, özlemişim seni 😊🌺🤚
SilCocuk yetistiren bütün anne babalarin okumasi gereken,cok guzel bir oykü olmus.Kalemine,kelimelerine,yüregine saglik:)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Gülten 😊🌺🤚
SilÇok beğendim, her ebeveynin kendinde bulabileceği pek çok içeriyor :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim ziyaret ve yorum için. Sevgiler selamlar 🙏😊🌺🤚
SilÖncelikle Tuna ismini çok severim,hikayedeki bu çocuk da çok şey söylemiş büyüklere.Onun dediklerine kulak vermek gerek.
YanıtlaSilTeşekkürler :)
Çok teşekkür ederim Yurdagülcüğüm. Kendine iyi bak 😊🌺🤚
Silne güzel hikaye bu çok da eğitici ve düşünülmesi gereken detaylar var yetişkinler tarafından :) biz de küçükken anneme mektup yazardık söyleyemediklerimizi söylemek için sonra buzdolabına yapıştırırdık bir de resmi bir evrakmış gibi altına imza atmaya çalışırdık onlar geldi aklıma :D
YanıtlaSil👍😊😊 Çok teşekkür ederim bu güzel yorum ve ziyaret için 😊🌺🤚
Silbu güzel paylaşımınız için teşekkür ederim. Bu tarz konulara değinmek çok önemli bazı yazılar umut kokar sizinki de öyle olmuş
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Esra😊🌺🤚
SilÇok güzeldii :) Tuna Nehri'nde tanıştıkları için iki kardeşe bu ismi vermek de ayrıca çok hoş bir ayrıntı olmuş. Emeğinize sağlık. Ayrıca tebrik ederim. 💐🙏🏻😊
YanıtlaSilÇokkkkk teşekkür ederim. Selamlar 😊🤚
SilÇok güzel ve anlamlı bir hikaye olmuş, emeğinize sağlık. Evlendikten sonra çocuk yetiştirme üzerine eşimle ara ara düşünürdük nasıl daha iyi birşeyler öğretip iyi bir aile olmak adına. Çok kısa sürede 2 ydik 5 olduk:) Rabbim sağlık ve huzur versin bazen işler planlandığı gibi gitmiyor:) Şuan çok zor bir ortamımız var, 4,5 - 2,5 ve 1 yaşlarında bizim prensesler. Eşim resmen kendini paralıyor, keza iş dışında bende öyle. Yemeleri içmeleri, bakımları, eğitimleri. Hepsi ilgi istiyor, kıskançlık had safhada. Ne yazık ki istemesekte bazen kayış kopuyor ortam bazen çok geriliyor ve bu çocuklara yansıyor. Çok üzülüyoruz ama elden de birşey gelmiyor:(
YanıtlaSilMerhaba Gökhan Bey, evlatlarımız göz bebeklerimiz, en büyük zenginliğimiz, iyi ki varlar. Ama dediğiniz gibi bakımları, eğitimleri, özel ihtimam gerektiriyor. Yaşları yakınsa da sabır, kuvvet gerekiyor. Kovid sıkıntısı bakıcı problemini ve sürece katkı sağlayacak aile büyüklerinin desteğini de biraz sabote etti sanki. Büyüdüklerinde biraz daha rahat edeceksiniz fakat eminim ki küçüklük fotoğraflarına bakarken o günleri, o zahmetli yılları büyük bir özlemle anacaksınız. Onların narin dalları filizlendikçe, çiçek açtıkça, meyve yemiş verdikçe büyük bir mutluluk duyacak, o tatlı yorgunlukları tamamen unutacaksınız. Yaklaşımlarınıza, yorumlarınıza, fotoğraflarınıza bakılırsa siz o mutlu, güvenli, huzurlu ortamı yaratmışsınız zaten. Pekçok dominant hemcinslerinizin aksine aldığınız sorumluluklarla güzel ailenize, eşinize, çocuklarınıza sağladığınız katkıdan ve ilgiden dolayı sizi kutluyorum. Mutluluğunuz daim olsun inşallah 👏👏🧿🧿🙏🌺🤚
SilCanım dergide de okumuştum bu güzel yazını :)
YanıtlaSilÇocukları daha çok dinlemeliyiz,onlara kulak vermeliyiz kesinlikle..Mükemmel olmaları yerine mutlu olmaları için çabalamalıyız bence de..
Emeğine kalemine sağlık Sibelciğim :)
Canımmm ne güzel özetlemişsin yazıyı bu güzel yorumunla. Çok teşekkür ederim. Sevgiler 😍🌺🤚
YanıtlaSil