DAHA İYİ YAZMAK İÇİN

Merhabalar,

Bu platformda buluştuğumuza göre pek çoğumuz yazı işçisiyiz. Yazmayı seviyoruz. Fakat bazen yazı yazmak için oturduğumuzda daha ilk sayfalarda tıkanıp kalabiliyoruz. Bunun pek çok sebebi olabilir elbette. Yazar ve iletişim eğitmeni Mario Levi “bunun iki açıklaması vardır” diyor: “Biri kötü, diğeri daha da kötü.”

“Kötü olan, bu konuda sandığımız kadar anlatabilecek hikâyemizin, anekdotumuzun olmaması. Daha kötü olanı ise malzememiz olmasına rağmen bunları aktarabilecek kabiliyetimizin olmaması…”

Blog dünyasında bir süredir devam eden 'Ağaç Ev Sohbetleri', ‘Kelime Oyunu’ gibi etkinlikler başta olmak üzere çoğumuz kendimize göre bir şeyler karalama, yazdıklarımızı geliştirme ve daha çok okura ulaşma çabasındayız. Özellikle roman ya da öykü türünde daha çok yol kat etmek istiyorsak ya da bu çabayı biraz daha metodolojik bir yolla desteklemek istiyorsak eğer Amerikalı hümanist yazar Kurt Vonnegut’ın maddeler halinde özetlediği bilgilere hep birlikte göz atabiliriz (edebiyathaber.net). Bilmem bu maddelere itirazınız ya da ekleyecekleriniz olabilir mi?

İYİ BİR ÖYKÜ YAZMAK İÇİN

1. Sizi okuyan bir yabancı, vaktinin ziyan olduğunu hissetmemeli.

2. Okura destekleyebileceği türden en az bir karakter verin.

3. Karakterlerden her birinin, bir bardak su bile olsa, istek duyduğu bir şey olmalı.

4. Her cümlenizi ya karakteri ya hikâyeyi ilerleten bir biçimde yazmalısınız.

5. Hikâyenin başı, sonuna mümkün olduğunca yakın olmalı.

6. Başkarakterleriniz ne denli tatlı ve masum olursa olsun, başlarına ilginç/korkunç şeyler getirin ki okurunuz onların nasıl bir insan olduğunu görebilsin.

7. Okura mümkün olduğunca fazla ve mümkün olduğunca çabuk bir biçimde bilgi verin. Sakın ola hiçbir şeyi geciktirmeyin. Okurlar, neyin, nerede, nasıl olduğunu tümüyle kavrayabilmeli; o kadar ki, hamamböcekleri son birkaç sayfayı yiyip bitirse bile okur hikâyeyi kafasında tamamlayabilmeli.

Bu konuda yazılacak ya da söylenecek o kadar çok şey var ki sözü daha fazla uzatmak istemiyorum. Zira bundan bir önceki paylaşımımda da tecrübe ettiğim gibi uzun yazılar, ziyaretçileri ürkütebiliyor. Bu son paragraf da özellikle blog yazarları için bir dipnot olarak burada duradursun.

Kalınız sağlıcakla…