Merhabalar,
Hayatta
ne çok rollerimiz var öyle değil mi?
Anne, baba, evlat, eş, kardeş, işveren, çalışan vs. Bütün bunların yanı sıra istemeden de olsa büründüğümüz bazı psikolojik roller de var. Kimimiz kurban rolünü benimserken, kimimiz kurtarıcı rolünü, kimimiz de suçlayıcı kimliğini tercih edebiliyoruz.
Bu rollere kısaca göz atmaya ne dersiniz?
Kurban rolünü seçen kişi, genellikle kendi kapasitesini, öz değerini yok sayar, güçsüz, beceriksiz, yetersiz olduğuna inanır. Davranışlarının yol açtığı sorumlulukları almak istemez. Karşılaştığı olumsuzlukları sürekli içinde bulunduğu koşullara bağlar. Bu rolü tercih edenler, kendilerini “mağdur edilmiş, ezilmiş, yenilmiş, yaralı” biri gibi sunarak dikkat çekmeye ve karşı taraf üzerinde orantılı bir empatiden ziyade acıma duygusu uyandırmaya çalışırlar. Devamlı bir yakınma halindedirler. İyi bir iş yapsalar bile memnun olamazlar. Genellikle süreci iyileştirmek adına harekete geçmeyi ya da profesyonel destek almayı reddederler. Hatta, üzerlerine düşen sorumlukları kendi adına yapacak bir kahraman, hayatlarını değiştirecek bir “kurtarıcı beklerler. Bu hal, gerçekle baş edememenin bir tür dışa vurumudur ve tedavi gerektirir.
Psikolog Rana Kutvan’a göre; “böyle insanlar ancak negatif düşüncelere tutunarak yaşayabiliyorlar. Çünkü mutlu olma korkuları var. Tüm hayatlarını kendilerini mutsuz etmek üzere inşa ediyorlar. Peki bir insan bile, isteye kendini neden kurban rolüne sokar? Psikolg Rana Kutvan bunun olası sebeplerini dört madde altında özetlemiş:
"A- Bu kişi çocukluğunda anne ve/veya babasının sevgisini ancak kendini bastırdığında, kendini ortaya çıkarmadığında hak ettiğine dair yanlış bir mesaj almıştır. Dolayısıyla da anne, babasının başarılarını geçmemek ve onların sevgisini kaybetmemek uğruna gerçek potansiyelini gizlediği bir hayat yaşar.
B- Bu insanın kurban rolünden elde ettiği bazı çıkarları olabilir. Örneğin, kurban rolüne büründüğünde insanlar onunla daha çok ilgileniyordur.
C- Sorumluluktan kaçmak için, etraflarındakileri manipüle etmek, onlara istediklerini yaptırmak için kurban rolü oynuyor olabilir.
D- Şıkların hepsi ve/veya daha fazlası." (Kutvan, 2018: https://www.uplifers.com/kurban-rolune-veda-edip-hayatinizin-kahramani-olun/)
Bir diğer rolü yani kurtarıcı rolünü benimseyen kişi çevresindekilerin varlığını, potansiyelini, yeteneklerini görmezden gelir. Beceriksiz olduklarını farz eder. Dahası kendisinden yardım istenmediği halde ısrarla yardım etmeye çalışır. Bunu yapamadığında suçluluk hisseder. Çünkü kendisini ancak başkalarına yardım ettiğinde onaylar ve başkaları tarafından da ancak bu şekilde onay alacağına inanır. Hatta bu uğurda kendi ihtiyaçlarını ikinci plana iter. Kime yardım etmişse onları kendine bağımlı kılmak ister. Her kurtarıcının yaşamında muhakkak kurban rolü oynayan birisi bulunur. Eğer yakınındaki kurban, bu kimlikten sıyrılıp sorumluluk almaya karar verirse, kurtarıcı kendisi için yeni bir “Kurban” bulmak zorunda kalır.
Suçlayıcı rolünü oynayan kişi ise karşısındakinin varlığını, değerini yok sayar. Devamlı tenkit eder, alay eder, aşağılar, küçümser ve suçlar. Her koşulda, hep o haklıdır. Ona göre zaman kötü, dünya tehlikelidir. Zayıf görünmek istemez. Her suçlayıcının hayatında da bir kurban mutlaka vardır. Çünkü gücünü göstermek ister. Bunun için de suçlayabileceği bir “kurban” bulması gerekir. Suçlayıcı karakterlerin ağzından: “Hepsi senin yüzünden, senin hatan, senin suçun…” gibi cümleler çokça duyulur.
Sosyal
ilişkilerimizi yürüttüğümüz farklı pek çok ortamda bu tür insanlarla karşılaşma
ihtimalimiz oldukça yüksektir. Hatta onlarla aynaya her baktığımızda karşılaşıyor bile olabiliriz.
Peki, bu durumdan kendimizi kurtarmak için neler yapabiliriz?
1) Öncelikle
oyunu bozmak için manipüle edildiğimizin farkında olmalıyız. Hem kendi
davranışlarımızı hem de muhatabımızın davranışlarını dikkatlice irdelemeliyiz.
Eğer kurban rolünü oynadığımızı hissedersek bunu derhal kabullenmeli, davranışlarımızın
sorumluluğunu almalı ve süreci dönüştürmeliyiz.
2) Seçtiğimiz
rolü oynamaya iten sebeplerimizi bulmalıyız. Kurban/Kurtarıcı/Suçlayıcı rollerini
oynadığımızda hangi ihtiyaçlarımızı doyuma ulaştırıyoruz, bunun üzerinde
düşünmeliyiz. Doğru cevapları bulduğumuzda bizi bu oyunu oynamaya iten
motivasyon kaynağını da bulmuş oluruz. Böylelikle oyunu bozmamız kolaylaşır.
Çünkü bir davranışı değiştirebilmenin en etkin yolu, o davranışın motivasyon
kaynağını belirleyip ortadan kaldırmaktır.
3) Drama
üçgeninin içinde hissediyorsak, diğer oyunculara durumu anlatmalı ve oyuna
devam etmek istemediğimizi açıkça belirtmeliyiz. Bunu yapmak için davranışlarımızın
sorumluluğunu almamız gerektiğini unutmamalıyız. Üçgenimizdeki diğer kişileri
oyunu bırakmaları konusunda ikna etmeye çalışmamalıyız. Çünkü bu bizim
sorumluluğumuz değildir. Onların da tıpkı bizim gibi davranışlarının
sorumluluğunu almaya gönüllü olmaları gerekir. Bu konuda diretirsek, oyunu bozmak
yerine oyuna geri döneceğimizi bilmeliyiz. Bize sürekli başkalarıyla yaşadığı
problemleri anlatan, onları şikâyet eden insanların tuzağına düşmemeli oyuna tekrar
dâhil olmamalıyız. Eğer çevremizdeki insanlar oyuna devam etmek istiyorlarsa
kendi iyiliğimiz için sınır çizip daha az görüşmeyi tercih etmeliyiz.
• Ne
istemediğimize değil, ne istediğimize odaklanmalı
• Yaşadığımız olaylara tepki vermek yerine cevap vermeyi seçmeli
• Devamlı yakınma, olumsuz düşünme ve yargılama eylemlerinden, kendimizi başkalarıyla kıyaslamaktan vazgeçmeli
• Hayallerimize ve hedeflerimize, güçlü yönlerimize yönelmeli ve en kısa sürede harekete geçmeliyiz.
•Başkalarından yardımı, gerçekten ihtiyaç duyduğumuzda istemeliyiz.
Eğer kurtarıcı rolü oynuyorsak, öncelikle etrafımızdaki insanları yetersiz görmekten vazgeçmeli, başarabileceklerine inanmalı, onları da buna inandırmalıyız. Yardım istenmedikçe yardım etmeye kalkışmamalıyız. Yapabilecekleri şeyleri onlar adına ısrarla yapmamalı, onlarla ilgilenirken kendi ihtiyaçlarımızı unutmamalıyız.
Eğer suçlayıcı rolü oynuyorsak; yıkıcı değil yapıcı davranışlar sergilemeye gayret etmeliyiz. Devamlı ithamlarda bulunmamalıyız. İyi bir dinleyici olmalıyız. Sınırlarımızı ve beklentilerimizi net ve nazik bir şekilde ifade etmeliyiz.
Psikolog Kutvan’a göre iyi haber şu ki; “kurban rolü oynamak çocukluk yıllarında öğrenilmiş bir davranış olduğu için değiştirilebilir. Eğer bu rolden kendi başımıza çıkamayacağımızı düşünüyorsak uzman bir psikoloğa başvurmaktan çekinmemeliyiz. Elbette yerleşmiş alışkanlıklarımızı bir anda değiştirmek kolay değildir fakat çabalayarak elde edeceğimiz harika sonuçlar buna değecektir.
Psikolojik manipülasyonlarla ilgili bir başka yazı: https://www.entlovin.com/2022/01/psikolojik-manipulasyon-gaslighting.html
KAYNAK:
https://www.kendinigelistir.com/hangi-roldesin/
Meryem Şanlı
https://www.uplifers.com/kurban-rolune-veda-edip-hayatinizin-kahramani-olun/
Ne güzel yazmışsınız, emeğinize sağlık Sibel Hanım:))) O kadar iyi biliyorum ki bu durumu, çünkü çok yakınımda olan biri var. Bu durum gerçekten çok kötü, başa çıkılması zor. Ne yaparsanız yapın bazı şeyler değişmiyor ne yazık ki. Bu tür psikolojik yazıları çok seviyorum, keyifle okudum:)))
YanıtlaSilEntlovin.com'daki yazıyı da çok severek okumuştum, okumayanlar mutlaka siteye uğrayıp okusunlar:))))
Psikolojik yazıları okumayı ben de seviyorum Kitapkeşfi. Beğenmene sevindim. Yazıda geçen örneklerden en az birinin etrafımızda olma ihtimali oldukça yüksek. Bu durumda kişinin kendini bilmesi ve eksiklerini gidermeye çalışması en büyük erdemlerden biri olsa gerek. Çok teşekkürler uğradığın için. Sevgiler 😊🤚
SilPsikoloji hep korkutur beni, bir şeyler ögrendikce insanlari cozumlemek daha kolay oluyor ve bazen istenmeyen sonuclar maalesef, ama öğrenmeden de olmuyor güzel bir yazıydı ve çok teşekkür ederim paylasim içim 🤗
YanıtlaSilBen teşekkür ederim Ozan. Kendimizi bile tam manasıyla çözememişken İnsanları çözebilmek gerçekten göründüğü kadar kolay değil. Bilgi, sevgi, empati işleri kolaylaştırır elbette öyle değil mi? 😊
SilÇok teşekkür ederim sevgili İlkay. Beğenmişsen ne mutlu bana. Sevgi ve selamlarımla 😍😊🤚
YanıtlaSilNeler Yapmalıyız kısmındaki 3üncü madde:) Ben bunu tercih edenlerim, çünkü artık o kadar çok rol yapan insan var ki, oyuna hiç girmeden, direk konuşmak en kolay ve doğrusu diye düşünüyorum Sibel Hanım:) Sanki tüm yazdığınız roller normalmiş de, normal olmak anormalmiş gibi bir dönemdeyiz:) İnsan olmanın bu kadar zor olduğu başka bir dönem var mıdır bilmiyorum.. Ellerinize sağlık, çok güzel bir bilgilendirme yazısı olmuş. Şimdiden mutlu haftalar diliyorum:)
YanıtlaSil"Normal olmak anormalmiş gibi bir dönemdeyiz sanki" ne de güzel söylemişsiniz Sezgin Bey. Diğer taraftan normal olma ya da zaten olunması gerektiği gibi olma hali artık büyük bir edem gibi gözükmeye başladı. Çok teşekkür ederim ziyaretinşiz ve değerli katkınız için. İyi haftalar olsun. 😊🤚
SilPsikoloji bir derya.. içinde her tür davranışın çözümlemesi mevcut. Bu yayın için emeğine sağlık. Teşekkürler :)
YanıtlaSilSevgili Momentos, çok teşekkür ederim ziyaretin ve kıymetli yorumun için. Sevgilerimle😊🤚
SilSanki ben kurban rolünde gibiyim :) C şıkkı ben olabilirm.
YanıtlaSil😀😀😊 Çözümü burda, 😀🤚
SilGüzel bir yazı olmuş. Zaman zaman farklı hissedebiliyor insan. Bazen şikayetçi ve kızgın olduğum oluyor, sonra her şeyi boşlayabiliyorum. Çözüm önerileri faydalı olmuş, teşekkürler. :)
YanıtlaSilBen teşekkür ederim Duygucuğum. Sevgi ve selamlarımla 😍🤚
SilBu rollerin hepsi de zor ve hepsiyle de karşılaşıyoruz maalesef.
YanıtlaSilBelki zaman zaman bizlerde farkında olmadan bu rollere bürünüyoruzdur, öz farkındalık iyidir yani:))
İnsanların iyice tuhaflaştıgı bir dönemdeyiz ve bence en önemli şey kendimizle barışık ve net bir şekilde kalabilmek..
Çok bilgilendirici bir yazıydı canım emeğine sağlık♥️
Psikoloji alanını ve bilgilerini seviyorum
Sevilciğim ben teşekkür ederim, değerli katkın için. Sevgiler, selamlar :))
Silgüzel yazı linke bakıyorum şimdi
YanıtlaSilİlginize çok teşekkürler. Sevgiler 😊🤚
Silüçünü de olmayalım :)
YanıtlaSilEvet olmayalım Deep :))
SilMerhaba ben Psikolog Rana Kutvan. Yazınızda benden alıntı yapmışsınız, evet bana gereken krediyi vermişsiniz ancak yazıdaki bazı cümleleri tamamen benden aldığınız halde bu cümlelerin bana ait olduğunu belirtmemişsiniz. A, B, C, D şıklarını açıklayan cümlelerden bahsediyorum. Tüm bu cümleleri tırnak içine alıp, cümle bittiğinde (Kutvan, 2018) yazmanız gerekiyor. Aksi takdirde bu cümleler sizin cümleleriniz gibi gözükür ve siz bilmeden intihal yapmış olursunuz. Lütfen gerekli düzeltmeleri yapın. İntihal maalesef çok sık başıma gelen bir olay ve bu konuda çok hassasım.
YanıtlaSilMerhaba Rana Hanım,
SilBloguma hoşgeldiniz. Hassasiyetinizi anlıyorum. Size hak da veriyorum. Bazen benim başıma geldiği de oluyor. Yazı içinde adınızı iki kere geçirmeme ve alıntıladığım linki alta eklememe rağmen altını çizdiğiniz maddeleri tırnak içerisine almayı unutmuşum. Sanırım cümlenin baş tarafında size atfen yaptığım girizgâh cümlesine güvenerek böyle bir ihmalde bulundum. Kusura bakmayın. Dediğiniz yeri istediğiniz şekilde yeniden düzenledim. Nazik hatırlatmanız için teşekkür eder, işlerinizde kolaylıklar dilerim.
Ne kadar guzel bir yazi Okurken hangisi benim diye dusundum.
YanıtlaSilTeşekkür ederim İnciciğim. Belki her birinden azar azardırız😇🙃🤗🤚
SilBen hangisiyim bilemedim pek bana uymadı bu roller 🙈🙈🙈
YanıtlaSilUyumasın zaten Deryacığım 🤗🤚
SilGüzel bir yazı olmuş aslında hepimiz bu rolü dönem dönem yaşadık
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim kıymetli yorumunuz ve ziyaretiniz için😊🤚
Sil