KELİME OYUNU 77

 

“Müttefik/Canavar/Saldırı/Yıldız/Köle.” Haftanın kelimeleri arasında baktım benim de adım var. Bunu bir davet belleyip bir şeyler karalayayım o zaman dedim ve başladım yazmaya. Fakat bu hafta kelimeler biraz agresif sanki, ne dersiniz? 😊😊Benim gibi duygu dozu yüksek yazılar yazan biri için kurgusu zor olacak gibi, ama olsun, karar verdim bir kere, pes etmek yok.  

ANA KUMANDA

“Köle gibi kullanıyorsunuz beni,” diye bağırdı kadın. Dikkate alınmayacağını bilse de söylenmeye devam etti. “Şu evin haline bir bakın. Az sonra arkadaşlarım gelecek. Oturacak yer yok. İşe giderken nasıl bırakmıştım, şimdi nasıl buldum.”

 

Evi tümden savaş alanına döndüren ve salonun orta yerine irili ufaklı plastik legolarla devasa bir kale kuran ikizler, bu serzenişlerden tınmadılar bile. “Ana Kumanda” adını verdikleri annelerine karşı sıkı iki müttefik gibi omuz omuza verip sonuna kadar kalelerini savundular. Fakat kale kısa süre sonra düştü. Adil bir çatışma olduğu söylenemezdi. Zira Ana Kumanda, elektrik süpürgesinin vakumuyla, ıslak, kuru paspasla bütün güce, bütün cephaneliğe sahipti. Saldırdıkça saldırdı ve kaleyi bir çırpıda alaşağı etti.

 

Çocuklar, beyaz paspası ele geçirip ateşkes ilan ettiler. Bunun üzerine süpürge fişten çekildi, sesler kesildi ve masaya oturuldu. Ana Kumanda’nın yakasına galibiyet timsali olarak Şerif Taytıs’ınkine benzer plastik bir yıldız takıldı. Bir bardak meyve suyu ikram edildi. Fakat hiçbir şey onu yumuşatmaya yetmiyordu. Anlaşma maddelerini sıraladıkça sıralıyor, tek bir tanesinden bile geri adım atmıyordu.

 

Madde 1. Legoların yanı sıra dökülüp saçılan her şey toplanacak, yerli yerine koyulacak,

Madde 2. Paspasa yardım edilecek,

Madde 3. Görünen, görünmeyen bütün çöpler detektörle taranmışçasına bulunup toplanacak ve ayrıştırılılarak dışardaki çöp konteynırlarına bırakılacak,

Madde 4. İşten geldiğim anda fındık faresi gibi kaçıp giden ve mevcut manzaraya katkısı, emeği büyük olan komşu oğlu Canavar Cüneyt bir hafta süreyle bu eve davet edilemeyecek

Madde 5. Misafirler gidene kadar da ortalıkta çok fazla görünülmeyecek.

 

İkizlerin "peki" demekten başka çareleri yoktu. Maddeleri tek tek yerine getirdiler. En çok da legoları eksiksiz bir şekilde toplayıp kutularına koyarken zorlandılar. Her akşam farklı bir manzarayla karşılaştığı için şaşırma yetisini tümden kaybeden Ana Kumanda için, eksik parçalardan birinin buzdolabından çıkması hiç de sürpriz değildi, tıpkı çikolata kağıtlarının kanepe minderinin altından çıkması ya da ev terliğinin çamaşır çekmecesinden, kirli tabağın komodinin içinden çıkması gibi. Ahh çocuklarr ahhhh….Deliller yok olunca ortalık toplanmış sayılıyor değil mi😇🙃