BABA BEN GELDİM

46


BABALAR GÜNÜ

           Merhabalar,

        Malum, bu pazar (18 Haziran) "Babalar Günü". Anne Bebek Dergisi'nin Haziran-Temmuz (2023) sayısındaki yazımı babalara ithaf etmek istedim. Gününüz kutlu olsun kıymetli babalar, başımızın tacısınız, iyi ki varsınız...


                                                              BABA BEN GELDİM

Küçük bir sahil kentinde huzur ve güven ikliminde yaşamış, tuzlu deniz suyunda yüzerek büyümüş şanslı çocuklardandım ben.  Ailem, doğada, açık havada vakit geçirmemi çok önemserdi. Sorumluluklarımı yerine getirdikten sonra mutlaka dışarıya çıkar, oyunlar oynar, daha ziyade gözlemler yapardım. Bir bilim insanı ciddiyetiyle elimi taşa, toprağa değdirir, bakışlarımı gökyüzünde gezdirirdim. Bazen ailemi de ayakları yere basmayan hayallerimin kanatlarına takar, resmettiğim uçsuz bucaksız dünyamda başlarını döndürürdüm. Sonu gelmeyen anlatımlarıma annemden çok, babam maruz kalırdı. Annem bankacı olduğu için eve genellikle geç gelir, babam öğretmen olduğu için günün büyük bir bölümünü benimle geçirirdi. Okul dönüşlerinde beni babam karşılardı. Son ders zili çaldığında sanki arkamdan atlılar kovalıyormuşçasına eve koşarak gelir, kapı açılıncaya kadar da parmağımı zilden çekmezdim.

“Babaaaaa, ben geldim!” diye, pür neşe eve girerdim. Babam, çocuksu coşkumu hiç frenlemez, her defasında beni şefkatle kucaklardı. Yemeğimi ısıttıktan sonra önüme koyar, iştahlı iştahlı yiyişimi keyifle izlerdi.  ‘Okulda günümün nasıl geçtiğini’ sorduğunda kendimi yemekten alıkoyamaz, tıka basa yanaklarımla anlaşılması mümkün olmayan bir şeyler gevelerdim. Konuşmayı geçiştirdiğim nadir anlara şahit olmanın tatlı mutluluğunu yaşardı babam.

O gün yine “Babaaaa ben geldim” diyerek kapı zilini zorlarken annemle birlikte benim için hazırladıkları sürprizden habersizdim. Uzun zamandır istediğim iki tekerlekli, mavi bisikleti evin bahçesinde gördüğüm o an dünyalar benim olmuştu. Üstelik bu güzel hediyeyi hiçbir sebebe dayandırmaksızın; ne özel bir gün olduğu için, ne sorumluluklarımı yerine getirdiğim için ne de okul başarım için almışlardı, bunu bana sadece ben olduğum için sunmuşlardı. Babamın, arkamdan iterek verdiği destekle sürmeyi çabucak öğrendim. Aynı zamanda büyüdüğüme de işaret eden o mavi bisikleti sürdükçe duygudan duyguya savrulur bakımı, temizliği ile bizzat ben ilgilenirdim. Sürat yaparken daha da belirginleşen tatlı esintinin yüzümü her okşayışında koşulsuz sevilmenin ne kadar güzel bir duygu olduğunu hatırlar, içim ailemle dolardı. 

Çocukluk yıllarım göz açıp kapayıncaya kadar geçti. İlkokul, ortaokul, lise, üniversite derken şimdi meslek sahibi bir yetişkinim. Daha düne kadar kendi çapımda Zihni Sinir proceleri üretirken bugün bilimsel araştırmalarla uğraşan ciddi bir akademisyenim. Yaradılışıma, yeteneklerime uygun düşen, her zaman hayallerimi süsleyen bu mesleğe yönelişimde; çocukken önüme set çekmeyen, düşlerime, hedeflerime “saçmalık” demeyen, söylediklerime, yaptıklarıma gülüp geçmeyen aileme, öğretmenlerime ne kadar teşekkür etsem azdır. 

Mesleğimi elime aldıktan kısa bir süre sonra evlendim. Eşim, geniş ailemizin yegâne prensesi olurken, annem de ana- kraliçeliğe terfi etti. Ardından ikiz; iki erkek evlat sahibi oldum. O süreçlerde babam, ben ve çocuklar olarak daha doğrusu erkekler ordusu kurarak sık sık bir araya gelir dosta, düşmana gövde gösterisi yapardık. Birlikte balık avına çıkar, çift kale maç yapar, berber tıraşına bile maaile giderdik. Musluk tamiratlarında çok başarılı olamasak da tuttuğumuz balıkları kızartmada oldukça iyiydik. Yemek sohbetlerimize, annemin nahif konuşmasıyla örtüşmeyen kalın seslerimiz eşlik ederdi. Hep birlikte dünyayı kurtaracak teoriler üretmeye başladığımız dakikalarda kedimiz Huni, bu kakofoniye dayanamaz, minderinden kalkıp başka bir odaya geçerdi.

Zaman, mola vermeden akmaya devam etti. İkizlerden biri evlenme arifesine geldi. Ne ilginçtir ki bu güzel haberi müjdeleyeceğim gün babalar gününe isabet etti. Babama giderken yol boyunca, bundan daha güzel bir hediye veremezdim diye düşündüm. Tıpkı okul dönüşlerimdeki gibi tık nefes bir halde yanına gittim. Satın aldığında sanki boğaza nazır bir yalı almışçasına müjdeleyerek söylediği aile kabristanlığındayım şimdi. Çocukluk zamanlarımdaki coşkun duygularımla değil içine biraz elem, çokça özlem sinmiş o eski nidamla huzurundayım babamın:

-          Babaaaa ben geldim... Sana çok güzel bir haberim var. Biliyor musun, torunun, adaşın, mazideki minik arkadaşın, ikizlerden, dakika farkıyla büyük olan evleniyor. Gerçi senin haberin vardır ama ben yine de içimde tutamadım. Küçüklüğümden beri derdimi, sevincimi paylaştığım gibi bu büyük haberi de sana duyurmaya, babalar gününü kutlamaya geldim. Evet, kıl payı kaçırdın, tanısan çok severdin kızımızı. O da seni severdi eminim. Ama üzülme, seni bizzat ben tanıtacağım, uzun uzun senden bahsedeceğim ona. Diyeceğim ki: “Benim babam eşsiz bir insandı. Sevgi, şefkat, merhamet doluydu. Çocuksu heyecanlarıma çocukça mukabele eder, bıkıp usanmadan suallerime cevap verirdi. Her zaman çok güzel konuşur, her zaman şık giyinirdi. En çok da makamımı ziyaret edecekken titizlenir, hasta ziyaretine bile kravatla giderdi. Cümle kurmaya yeni yeni başladığım sıralarda anneme anne dediğim gibi babama da “anne” demişim ben. Minik kalbimin ferasetiyle bu yüce unvandan babama da pay biçmişim.”

Ah baba, neden bu kadar acele ettin ki terk-i diyar etmekte. Neden bize danışmadın? Niye bizi hazırlamadın? Ne yasta, ne hasta ne de depresyondaydın. Ne elbiselerin eskimiş ne belin bükülmüş ne de saçların ağarmıştı henüz. Öyle çekip gitmelerine hiç alışkın değildik biz. Her sabah üzerini giyinip evden çıkan, kaçta döneceği belli olmayan yabancılardan değildin sen, anlı şanlı bir babaydın, gerçek baba, gerçek insan, sevgi, saygı, sadakat kokan; evlat kokan, ev kokan gerçek bir eş’tin. Çocukken resim kâğıtlarına çizip bacısını yaz kış tüttürdüğüm üçgen çatılı evimizin tam merkezinde, her zaman başköşemdeydin. Tek idolüm, tek modelim, yıkılmaz kahramanım; dört mevsim baharımdın sen. Gökyüzündeki yıldızların toplamından daha parlak ışığım; en güvenli sığınağımdın baba.

Çocukken yanımda olmadığın anlarda bile beni bir yerlerden izlemekte olduğuna inanır, heybetli gölgenle beni koruyup gözettiğini düşünürdüm. Aslına bakarsan bu inancımı hiç kaybetmedim. Beni yine bir yerlerden izlemekte olduğunu düşünüyor, ruhunun sıcaklığını hala kalbimin derinliklerinde hissediyorum.   

İyi ki senin oğlunum. İyi ki torunlarının babasıyım. İyi ki seni seçtim, iyi ki sana geldim baba. Önce hayaline, düşüne; sonra kucağına, döşüne; okul dönüşü kapına; şimdilerde mezarının başına hep ‘ben geldim baba’. Ama burada ne parmağımın ucuyla çalacak zilim, ne açılacak kapım, ne de karşımda sen varsın. Kollarım boşta, nidam ayazda kaldı. Yok, yok ağlamıyorum, iyiyim ben, gerçekten… 

Mekânın cennet, ruhun şad olsun; 

sohbetimiz daim, babalar günümüz kutlu olsun babacığım.

Seni çok seviyorum… 


BABALAR GÜNÜ ÖYKÜSÜ





Yorum Gönder

46 Yorumlar
  1. Selam, Yıldız Hanım hikaye sizin hayatınız diye düşündüm. Sonunu oğul ile bağlamışsın. Duygulandım yaşarken anlamıyoruz. Bir şekilde ana ölünce daha farklı. Hayatı anlamlandıran anlar. Tebrik ederim yazınızı beğendim. En çok da baba ben geldim. Cümlesi dokundu. Geldiğimizde bulamayabiliz. Bulsak aynı olmayabilir. Sevgiyle kalın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim güzel yorumunuz için Zehra Hanım. Rahmetli babamdan esintiler var yazıda. Babası hayatta olanlar sıkı sıkı sarılsınlar🤗🌺🤚

      Sil
  2. Yıldızcığım, bu yazı sabahtan beri açık ama bir türlü oturamadım yazının başına, bir şey engelledi beni. Ve nihayet şimdi okuduğumda sular seller gibi ağlıyorum. Öyle güzel yazmışsın ki, sanki bir Çağan Irmak filmini izliyordum okurken.
    Çok teşekkür ederim sana.. <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahhhh Momentosum yazarken ben de ağladım. Çok teşekkür ederim içten yorumun için. Dilersen poastcast kanalında o güzel sesinle okuyabilirsin 😍🌺🤚

      Sil
    2. Ahh iznin varsa seve seve okurum.. okurken ağlar mıyım artık Allah bilir.. çok teşekkür ederim canım. <3

      Sil
    3. Okursan çokkkkk mutlu olurum🙏😍🤗

      Sil
  3. Bizim jenerasyonun ebeveynleri son kibar-asil insanlardı sanırım. İzleri derin,sevgileri derin,özlemleri sonsuz kaybettiklerimizin. Babalar günü üzeri çok güzel bir paylaşımdı..cızzzzzzzzzlana cızzzzzzlana okudum ..ki benim babiş hayatta hani :)

    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Babana sağlıklı, huzurlu uzun ömürler dilerim sevgili Mai. Çokkkkk teşekkür ederim ziyaretin ve yorumun için. Sevgilerimle 🤗🌺

      Sil
  4. ayyyyy duygulandırdııın yaa :)

    YanıtlaSil
  5. Çocukluktan belliymiş akademisyen olacağı.Ben de üniversite okurken babamı kaybetmiştim :(( Bu sıcak yazı için teşekkür ederim :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Babacığına Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun Yurdagülcüğüm. Teşekkür ederim ilgine🤗🌺🤚

      Sil
  6. Ne güzel yazmışsın Sibelcim, kalemine sağlık, etkilenmemek elde değil. 😊🌺

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Duygucuğum, sağ olasın🤗🌺🤚

      Sil
  7. Çok etkileyici, kaleminize sağlık.
    Babam geçen hafta kalp krizi geçirdi ama durumu iyi şu an çok şükür. Ama o gün nasıl hissettiğimi, onu kaybedeceğim diye nasıl korktuğumu anlatamam...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aaaa Zeynepciğim çok geçmiş olsun. Acil şifalar dilerim babacığına. İnşallah eskisinden de sağlıklı olsun, Senin gibi bir evlat en güzel ilaçtır zaten😍 😍🌺

      Sil
  8. Okurken insanın taa yüreğinden vuruyor. Bu nasıl duygu yüklü bir yazı...Beğenmemin ötesinde çok sevdim. Yıldız Hanım, bu anlamlı yazı için sizi can-ı gönülden tebrik ediyorum. Beyninize, kaleminize, yüreğinize sağlık olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayyyyy ne güzel sözler bunlar. Çokkkkk teşekkür ederim sevgili Nazlı Hanım 🙏😍🌺🤗

      Sil
  9. Allah rahmet eylesin. Yüreklere dokunan bir yazı olmuş. Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  10. Bu güzel öyküyü, babalar günü hediyesi olarak aldım. Çok etkilendim. Yüreğinize, kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne mutlu bana. Çok teşekkür ederim kıymetli Yunis Bey. Babalar gününüz kutlu olsun 😊🤚

      Sil
  11. Bu konu benim biraz yaralı olduğum bir konu. Mesafeli de olsa babamla iletişimimiz sürüyor ama bazı kırgınlıklar düzelmiyor. Neyse ki eşim iyi bir baba 🙏

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beyoğlu anılarından az çok biliyorum Deryacığım. Bazen hayat erlen olgunlaştırıyor. Eşini kutluyorum. Eminim oğlun da çok iyi bir baba olacak. Sevgilerimle😍🌺

      Sil
  12. Çok etkileyici, duygulandıran bir yazı:( Çok sevdim, kaleminize sağlık Sibel Hanım:)))

    YanıtlaSil
  13. Merhabalar.
    Tebrik ederim. Ne güzel bir hikayeydi. Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim. Bu güzel hikayeden bir bölümünü alarak yorumun içinde paylaşmayı istedim.

    "...Yaradılışıma, yeteneklerime uygun düşen, her zaman hayallerimi süsleyen bu mesleğe yönelişimde; çocukken önüme set çekmeyen, düşlerime, hedeflerime “saçmalık” demeyen, söylediklerime, yaptıklarıma gülüp geçmeyen aileme, öğretmenlerime ne kadar teşekkür etsem azdır..."
    Evet, ben de bu aileye ve bu çocuğu eğiten ve öğreten öğretmene teşekkür ederim.
    Hayatta olan babalarımızın ve kaybettiğimiz babalarımızın babalar günü kutlu olsun.
    Sağlıcakla ve esen kalın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim kıymetli yorumunuz için Recep Bey. Sizin de geçmiş babalar gününüz kutlu olsun. Evlatlarınızla, sevdiklerinizle birlikte sağlıklı mutlu günler dilerim😊🤚

      Sil
  14. Ahh, içim cız etti... Çok güzel bir hikaye olmuş...

    YanıtlaSil
  15. Duygu dolu bir yazıydı, çok teşekkür ediyorum canım. Hayatını kaybeden babalarımıza Allah'tan gani gani rahmet diliyorum. Bizi izlediklerine inanıyorum 🌹

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aminnn sevgili Film gündemi.🙏🙏🙏 Teşekkür ederim kıymetli yorumun için 😊🤚

      Sil
  16. Duygulandım hocam. Allah rahmet eylesin. Bu arada hayır bayramlar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. İyi bayramlar dilerim 😊🤚

      Sil
  17. İyi bayramlar :)
    Ne kadar anlamlı ve duygusal bir yazı.. Kaleminize sağlık.
    Allah rahmet eylesin...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Size de iyi bayramlar 😊🤚

      Sil
  18. Baba konusu benim hassas konum 22 yıl önce kaybettim babamı...Bu yazıyı okurken çok duygulandım. Ne kadar içten ve güzel yazmışsın canım, kalemine yüreğine sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok erken bir kayıp olmuş Sevilciğim. Başın sağ olsun. Anne babaların yeri gerçekten dolmuyor. Senin gibi topluma faydalı bir insan yetiştiren babana Allah'tan rahmet diliyorum. Nur içinde yatsın. Mekanı cennet olsun🙏.

      Sil
  19. çok duygulandım tatlım çok güzel anlatmışsın

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Lerzancığım 🙏😍🤗

      Sil
  20. Yeni yazın var mı diye bakmaya gelmiştim canım, gelmişken bir kahveni içerim :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kafeinsiz kahve tedarik edeceğim senin için. Niyetlerimizin gerçek olması dileğiyle Sevilciğim 😍🤚

      Sil
    2. Kafeinsiz kahvelerimizi şöyle karşılıklı içmek dileğiyle canım :)

      Sil
    3. İnşallah canım inşallah 🙏😍🌺🤗

      Sil
  21. Babam hayatta değil, 1 sene oldu, baba olmak değil de gerçekten baba olabilmek mühim bence. Yoksa baban hayattayken de babana hasret yaşıyorsun bu hayatı. Okurken çok duygulandım. Harika olmuş. Kalemine, güzel ruhuna sağlık ^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Babalık, annelik çok önemli makamlar. Sorumlulukları çok büyük. Her çocuk hak ettiği ortama doğamayabiliyor. Buna da kader deniyor. Birey olarak, toplum olarak daha fazla bilinçlenmeye, gelişmeye ihtiyacımız var. Babana Allah'tan rahmet diliyorum sevgili Zencefilly. Ziyaretin ve değerli yorumun için çok teşekkür ederim. Sevgilerimle :))

      Sil
Yorum Gönder
Üst