KİTAP ÇIKARMAK İSTEYENLER İÇİN MİM

Merhaba Arkadaşlar,

“Yazmak zamanı durdurmaktır. Yüzyıllar sonra hiç tanımadığınız biri, eserinize dokunduğunda sizin durdurduğunuz zamanda yaşayacaktır” diyen yayınevimin sloganına uyarak zaman makinesinin düğmesine bastım ve bir öykü kitabı (Solmayan Ümit) yazdım. Durdurduğum zamanda, serüvenime eşlik eden siz kıymetli okuyucularıma öncelikle çok teşekkür ederim.

Öykü kitabım çıktıktan sonra bu sürecin nasıl geliştiği ile ilgili gerek sosyal medyadan, gerek blog arkadaşlarımdan gerekse de kendi çevremden pek çok soru gelmeye başladı. Yayınevini nasıl seçtim? Süreç nasıl işledi, ne kadar sürdü, memnun kaldım mı vb. sorular… Ben de o yüzden kitap çıkarma niyeti olanlara belki katkı sağlar düşüncesiyle bu süreci anlatmaya karar verdim. Soru cevap şeklinde ilerlerken bir de baktım ki farkında olmadan bir mim formatına döndürmüşüm işi. Madem öyle kitap çıkaranları mimleyeyim de herkes farklı farklı kaynaklardan bu iş hakkında daha fazla bilgi edinsin istedim. Kitap çıkaran arkadaşlarımın en kıdemlilerinden ve en tecrübelilerinden sevgili Deep Tone ve yakın zamanda e-kitap çıkaran sevgili Düş Tasarımcısı geldi aklıma. Eminim ki Deep’in bu mime teşvik edeceği başka pek çok tanıdığı olacaktır. Düş Tasarımcısı ise yeni yeni gündemde olan e-kitap hakkında bizlere değerli bilgiler verecektir.

Blog yazısını gözleriyle cetvelledikten sonra okuyup okumamaya karar veren bir kısım okuru baştan kaybetmiş olacağımı düşünsem de kalan sağlar bizimdir deyip hemen sorulara geçiyorum;

1. Size göre yazmak ne demektir?

‘Yazmak’ kavramının altına öyle çok şey sıralanabilir ki:

Yazmak, öncelikle okumaktır, öğrenmektir, şifadır, terapidir, umuttur, özgürlüktür,  paylaşmaktır, çoğalmaktır, kucaklaşmaktır. İnsana ve insanca yaşama ait meseleleri önemsemektir, toplumsal sancıları hissetmek onlara çözüm üretmektir, empati geliştirmek, değer üretmektir, farklı zamanlarda, farklı mekanlarda yaşamaktır; deniz altında seyahat etmek, uzayda yolculuk yapmak, kral, kraliçe olmak, dilenci, öğrenci, oyuncu olmak, aşık olmak, yenmek, yenilmek, küllerinden yeniden doğmaktır yazmak...  

2. Ne kadar zamandır yazıyorsunuz?

Son sekiz yıldır çocuğuma ait duygularım ağırlıklı olmak üzere bir şeyler karalamaktaydım. 2017 yazında açtığım blogla birlikte düzenli içerik üretemesem de yazma işini sürdürdüm ve fark ettim ki blog yazmak, blog okumak beni bir hayli geliştirmiş ve geliştirmeye devam etmekte...

3. İlk Kitabınız mı?

Evet, ilk kitabım.

4. Kitabınız kaç sayfaydı?

13 x 19 cm ebatlarında, 172 sayfadan oluşan kitap, Word dosyası olarak 129 sayfa idi. Word dosyasında yazdıklarınızı kitap boyutuna indirgediğinizde içeriğinize yaklaşık bir 40-50 sayfa kadar daha ilave edebilirsiniz.

5. Kitabınızı Yazmak Ne kadar Sürdü?

Çalışan bir kadın ve küçük çocuk annesi olarak kitabı üç yıla yakın bir zamanda yazdığımı söyleyebilirim. Başka meşguliyetlerim olmasa daha kısa sürebilirdi.

6. Kitabınızın İçeriği Hakkında Bilgi Verebilir misiniz?

Kitap 17 adet kurgu öyküden oluşmakta. Üçünün komedi tarzında, diğerlerinin ise biraz daha duygu yoğunluğu yüksek kıvamda yazıldığını söyleyebilirim. Bazı öykülerime minik minik şiirler de serpiştirdim. Son öykümde ise biraz daha uzun bir şiir var.  

7. Yayınevini Nasıl Seçtiniz?

Pandemi sürecinde evde izole olmak bana hız kazandırdı. Ama çok daha öncesinde sevgili Deep ile bu konularda uzun uzun mailleşmiştik. Onun güzel tavsiyeleri oldu. Beni cesaretlendirdi, kitap çıktıktan sonra da sayfasında paylaştı, duyurdu. Bu konuda kendisine gerçekten çok müteşekkirim. Kitabımı bloglarında paylaşan Sadece Yankım ve Gölgem’e, İçim Dışım Sobe’ye, İncilay’a, Konumuz Kitap'a, Blog Bey'ine, Blog Mahallesine de çok çok teşekkür ederim ayrıca (İnşallah unuttuğum olmamıştır.)

Yayınevi seçmek gerçekten çok ciddi bir konu. Bu konuda canı yanan çok insan var. O yüzden de çok dikkatli olmak, internet ortamındaki bazı tuzak sitelerden uzak durmak gerek.

Kitabı bitirdikten sonra dürüst ve ve ilkeli bir yayınevi arayışına girdim. Öncesinde dosyamı bilindik bazı yayınevlerine göndermiştim. Çünkü toplumda “Parası olan kitap bastırıyor” gibi bir algı var. Biliyorsunuz ülkemizdeki okuma oranı sadece ve sadece % 0.1, herkes şair, herkes yazar ama yazdıklarımızı okuyacak okur yok etrafta. Bu çok yaman bir çelişki aslında. (Milliyet yazarı Güngör Uras, Türkiye İstatistik Kurumu’nun yaptığı kitap okuma alışkanlıklarını da ortaya koyan araştırmanın detaylarını yazdı. Araştırmaya göre, günde 6 saat televizyon izleyen, 3 saat internete giren Türkiye, kitap okumaya sadece 1 dakika ayırıyor. Kitap okumak Türk insanının ihtiyaç listesinde 235. sırada yer alıyor. En fazla kitap okuyan ülkelerin başında yüzde 21 oranıyla İngiltere ve Fransa var. Bunu Japonya yüzde 14, Amerika yüzde 12 ve İspanya yüzde 9 ile izliyor. Türkiye, yüzde 0.1 (Binde bir) okuma oranıyla son sıralarda yer alıyor. Okuma alışkanlığında dünyada 86. sıradayız. Okuyanların yüzde 65’i aşk, yüzde 24’ü siyasi, yüzde 13’ü düşünce, yüzde 7’si kişisel gelişim kitapları okuyor. Türkiye’de her yıl 45-50 bin başlıkta kitap basılıyor. Elektronik ortamda da 4-5 bin kitap yayınlanıyor. Basılan kitapların yarıdan fazlası (yüzde 58’i) ders kitapları. Yılda 15 bin dolayında edebiyat, 1.500 kültür ve sanat kitabı, 3 bin kadar da dini kitap yayını var.)

Dediğim gibi “azıcık parası olan kolayca yazar unvanı alıyor” ön yargılarına maruz kalmamak, paranın gücüyle değil yazdıklarımın gücü ile yol almak  istediğim için dosyamı üç aydan önce cevap vermeyen bilindik iki farklı yayınevine yolladım. “Konjonktür gereği öykü kitabı basmadıklarını üzülerek bildirdiklerini” ifade eden geri bildirimlerini aldım. Ama sonradan bu yollardan geçmiş tecrübeli insanlardan/yazarlardan öğrendim ki işler öyle yürümüyormuş... 

Evet, hepimizin yazdığı bize göre biricik ve eşsiz. Bunlar bizim güzel, pembe düşlerimiz. Ama bir de gerçekler var. O meşhur yayınevlerinden hiç birisi çıkıp size “Oooooo Yıldız Hanım, kitap mı yazdınız? Buyurun hemen basalım” demiyor. Hiçbir yayınevi daha önce kitabı çıkmamış bir yazarla, satıp satmayacağı belli olmayan bir kitapla maceraya girmek istemiyor. Onlar bizim baktığımız yerden bakmıyorlar, biraz daha ticari yaklaşıyorlar. Ayakta durabilmeleri için belki de öyle olması gerekiyor, bilemiyorum.  

Hala sorunun cevabına gelebilmiş değilim bu arada:))

Bir akşam alt kattaki komşumuzu ziyarete gittiğimizde bir kitap dostu olarak elimiz, masalarının üzerinde duran kitaba gitti. Ev sahibimiz, yazarı tanıdığını ve imza gününe katıldığını, kitabı da oradan edindiğini söyledi. Kitap Ateş Yayınlarından çıkmıştı. Yayınevi hakkında sitayişle söz eden yazarın ardından yayınevi sahibi Nurcan Ateş Hanım ile iletişime geçtik. Prensipte anlaştıktan sonra, sözleşmeyi imzaladık.

Ateş Yayınevi kurulalı henüz iki buçuk yıl oluyor ama çok hızlı büyüyen, ilkeli bir yayınevi. Kurumsallaşma yolunda da hızlı ve emin adımlarla ilerliyorlar. Yazarlarının ve kitaplarının arkasında duran bir anlayışa sahipler. Önlerine gelen her kitabı da basmıyorlar. 

8. Editöryal Hizmet Ne Kadar Sürdü? Kitap Ne Kadar Sürede Çıktı?

Kitabına göre değişmekle birlikte benim aldığım editoryal hizmet çok hızlı bir şekilde tamamlandı. İki haftada diyebilirim. Dosya temizse zaten çok kısa sürede bitiyor. Yayıneviyle martın başında iletişime geçtim, Mayıs'ın 29'unda kitap piyasadaydı. Editoryal hizmetler de dahil olmak üzere özellikle matbaa aşamasında pandeminin geciktirici etkisine rağmen 3 ay içerisinde kitap çıkmış oldu.

9. Kitabevlerine Dağıtımı Yapıldı mı?

Kitabevlerine ve kısmen kütüphanelere tanıtım amaçlı bir miktar kitap gönderildi. Kitabevleri daha fazlasını talep ettiği takdirde yayınevi tarafından tedarik edilmekte ve gönderilmekte. 

10. Kitabınız Çıktığında Neler Hissettiniz?

Çok mutlu oldum elbette. Uzun zamandır hayalini kurduğum bir şeydi. Başlangıçta insan biraz tedirgin olmuyor değil. İçinizi döktüğünüz, sizden izler taşıyan bir eserle görücüye çıkıyorsunuz sanki. Yazdıklarınıza güvenseniz de olumlu/olumsuz her türlü eleştiriye açık olmalısınız. Aksi halde gelişemezsiniz. Kitabımı okuyanlardan bugüne dek çok güzel geri bildirimler aldım ve emeklerimin boşa gitmediğini hissettim. 

Özetle şu an harika bir serüvenin tam ortasındayım. Okurlarımla birlikte aynı zamanda ortak bir hayır işi organize ediyorum. Daha önceki paylaşımlarımdan hatırlayacağınız üzere kitabın geliri yetenekli fakat dar gelirli çocuklarımızın eğitimine katkı sağlamak üzere köklü ve güzide eğitim kurumlarımızdan birine bağışlanacak.

11. Şu Anda Üzerinde Çalıştığınız Bir Eser Var mı?

Şu an yok fakat en kısa zamanda tekrar konsantre olup bir şeyler yazmaya başlasam iyi olur diye düşünüyorum. Yeni hedefim konusunu kafamda henüz tam olarak belirlemediğim bir roman yazmak. Her gün bir sayfa, bir paragraf da yazsam kârdır diye düşünüyorum. İnşallah muvaffak olurum.

Bu mimi benim mimlediklerim dışında kitap çıkaran arkadaşlarım varsa ve yaparlarsa çok mutlu olurum. Kocaman bir blog ailesi olarak birlikte daha anlamlı ve daha güzeliz diyor, sevgi ve selamlarımı sunuyorum.

Kalınız Sağlıcakla…

Yıldız