TERAPİ

                                                                        Fotoğraf: Rawpixel

Merhabalar,

Kelime Oyunu 55'in sözcüklerini bu hafta sevgili Deep verdi: “İmaj/Psişik/Hasta/Rüya/Ruhsal” 

Epeydir bu seriye bir şey göndermediğimi fark edip başladım yazmaya. Şimdiye kadar yazdıklarımın en kısası oldu galiba.

TERAPİ

Son görüşmelerinde “Hastasın sen!” diye bağırdı arkadaşı Jessica. “Git tedavi ol!” diye de ekledi. Harika başlayan ve uzunca bir süre sorunsuz giden ilişkileri bir anda tepetaklak olmuş, kendisini bir kez daha aynı vahim noktaya getirmeyi başarmıştı Tony. Ne yazık ki sonlar hiç değişmiyordu. Belki de Jessica haklıydı. Gerçekten de ruhsal olarak rehabilitasyona, bir ilişki koçuna, yaşam koçuna ihtiyacı vardı.

Ruh doktoruna gitme fikrini B planı olarak değerlendirip hemen o hafta için randevu aldı, internetten bulduğu yaşam koçu Miranda’dan. Evden çıkmadan önce, Jessica ile tanıştığı gün üzerinde olan uğurlu mavi atkıyı ve aynı renklerdeki ekoseli kasketi takarak tarzını daha net bir biçimde yansıtmak, anlatırken eksik bırakabileceği ifadeleri, imajı ile desteklemek istedi.

Verilen adrese doğru yaklaşırken heyecanı da giderek artıyordu. Derin bir nefes alıp demir kapılı ofisin zilini çaldı. Miranda’nın asistanı, bir önceki danışan çıkana kadar güler yüzü, hoş sohbeti ve ikram ettiği sade kahve ile epeyce sakinleştirmişti Tony’i. Sıra kendisine geldiğinde kapıyı tıklatıp içeri girdi yavaşça. Yuvarlak camların arkasından gülen iri siyah gözleri ve parıldayan beyaz, uzun dişleri ile Miranda tam karşısında duruyordu. Üzerindeki koç resimli beyaz tişört, şakacı biri olduğuna işaret ediyordu. “Tamam güzel bir resim olarak da olsa koç karşısındaydı ama yaşam neredeydi?” Fazla zorlamayan, huzur, güven aşılayan ruh ikizini elinden almayan gerçek yaşamın evrensel koordinatları tam olarak neredeydi? İşte bu sorunun cevabını bulmak için onca yolu kat edip gelmişti.

Birkaç form doldurduktan sonra, pencere önüne konumlandırılan kırmızı koltuğa oturup başladı anlatmaya Tony: ‘Aslında bir takım psişik güçlere sahip olduğundan, rüyasında sık sık uçtuğundan, astral seyahatler yaptığından, maddeleri uzaktan etkileyebildiğinden, akıl okuduğundan, geleceği dair tahminler yürüttüğünden ve bütün bunları kız arkadaşına bazı ispatlarla anlatmaya çalıştığından, akabinde ise gerilen iplerin büsbütün koptuğundan’ bahsetti. “Jessica korkup kaçtı en sonunda” dedi hüzünlü gözlerle. “Keşke ona, çok sevdiği kedisinin hastalanacağını, iş başvurusunun olumsuzlukla sonuçlanacağını, yaşadığı evi değiştirmek zorunda kalacağını, beni terk edeceğini ve daha pek çok şeyi söylemeseydim.” 

Miranda böyle bir vaka ile ilk kez karşılaşıyordu. Kemerli burnunun ucuna düşen gözlüğünü işaret parmağı ile ileriye doğru ittirip, başını öne doğru eğerek şaşkınlığını gizlemeye çalıştı. Tony anlattıkça anlatıyordu. Miranda ise bir yandan danışanının anlattıklarını önündeki ekrana hızlı hızlı kaydetmeye, öte yandan kendi özel yaşamı ile ilgili ardı ardına soracağı soruları da aklında tutmaya çalışıyordu. Onu dinlerken “Biz kadınları anlamak gerçekten zor” diye geçirdi içinden. Geleceğe dair şeyleri öğrenmek için oraya, buraya onca para döken pek çoklarının aksine Jessica olay yerini hızla terk etmeyi seçmişti.